Mâide / 93. Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟

Ýman edip sâlih amel iþleyenlere, artýk bundan böyle günahlardan sakýnýp imanda sebât ile sâlih amellere devam ettikleri, sonra takvâlarý ve imanlarý tam saðlamlaþýp kökleþtiði, sonra hem günahlardan sakýnýp hem de iyilik yapmaya çalýþtýklarý takdirde, haram olmadan önce yiyip içtiklerinden dolayý bir günah yoktur. Çünkü Allah, iyilik ve ihsân sahiplerini sever.

Dürüstlük Bir Erdemdir..

Başlatan banabirnickbulun, Aralık 23, 2008, 11:12:28 ÖS

banabirnickbulun

Ziyaretçi
Aralık 23, 2008, 11:12:28 ÖS
Aziz Müminler!                     

Yüce dinimiz İslam'ın öngördüğü insan tipinin temel özelliği doğruluk, dürüstlük ve güvenilirliktir. Hud Süresinin 112. ayetinde; "Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tevbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Þüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür" buyrularak, Hz. Peygambere ve müminlere, her alanda dürüst olmaları emredilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz de bir çok hadislerinde müminlere dürüstlüğü emretmişlerdir. Sahabeden biri Peygamberimize gelerek; "Ey Allah'ın Rasulü! İslam hakkında bana öyle bir söz söyle ki, senden sonra artık hiç kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın" demesi üzerine, Rasulullah, "Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol”[1] şeklinde karşılık vermişlerdir.

Dürüstlükle bağdaşmayan söz ve davranışlar ise dinimizde yasaklanmıştır. Nitekim peygamberimiz (a.s.) bir gün pazarı dolaşırken, tahıl satan birisinin yanına gelip, elini buğday yığınına daldırmış, altının ıslak olduğunu görünce; sebebini sormuş, satıcının; "Yağmur yağmıştı, ondan dolayı ıslandı" şeklinde cevap vermesi üzerine; "Niçin ıslak tarafı insanların görebilmesi için üste getirmedin?"diye sorduktan sonra; "Bizi aldatan bizden değildir"[2] buyurmuşlardır. Ayrıca "Kusurlu bir malı, ayıbını söylemeden satmak bir Müslüman'a helal olmaz”[3] hadisiyle de insanların, bu konudaki bilgisizliğinden yararlanıp, kalitesiz ya da kusurlu bir malı, kusurunu söylemeden satmanın Müslüman'a helal olmayacağını ifade etmişlerdir.

Değerli Kardeşlerim!

Dürüstlük, kişisel ilişkilerden toplumsal ilişkilere, ticari ve mesleki faaliyetlerden kamu görevlerine kadar hayatın bütün alanlarını kapsayan ve mutlaka riayet edilmesi gereken bir erdemdir.Bu itibarla; niyette ve düşüncede, özde ve sözde, işte ve davranışta dürüst olup, her türlü sahtek''rlıktan sakınmak, dinin ve dindar olmanın bir gereğidir. Unutulmamalıdır ki, işçi-işveren; amir-memur; hizmet alan-hizmet veren; müşteri-satıcı; eş, dost, arkadaş ve komşular  birbirlerine  güvenmezlerse, böyle bir toplumda huzur ve mutluluktan söz edilemez. Çünkü toplumsal hayatta huzur ve barış, iş hayatında verimlilik, insanların birbirlerine dürüst davranmalarına bağlıdır. Eksik ölçüp eksik tartan, kalitesiz ve kusurlu bir malı kaliteli ve kusursuz gibi piyasaya süren ve yalan söyleyenlerin bu tür davranışlarını, İslam'ın vazgeçilmez değerlerinden biri olan dürüstlükle bağdaştırmak mümkün değildir.

Muhterem Müminler!

Üzülerek ifade edelim ki, dürüst ve güvenilir insanların sayısı azaldıkça; can, mal, namus ve nesil emniyeti tehlikeye girmekte, servetler yağmalanmakta, çek ve senetler karşılıksız çıkmakta, sahte ürünler piyasaları doldurmakta, bir çok alanda ahl''kî çöküş ve çürümeler başgöstermektedir.

O halde geliniz, bu kötü gidişatı durdurmak ve dürüstlüğü davranışlarımıza yansıtabilmek için, toplum olarak üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirelim. Olduğumuz gibi görünüp, göründüğümüz gibi olalım. Doğruluktan asla ayrılmayalım. Dürüstlük konusunda düşmanlarının bile takdirini kazanmış olan sevgili Peygamberimizi kendimize örnek ve rehber edinelim. Onun şu hadis-i şerif’ini aklımızdan hiç çıkarmayalım: "Kişinin kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz.  Komşusu, kötülüğünden emin olmadıkça da kişi cennete giremez"[4]

Hutbemi Fussilet Sûresinin 30. ayetinin me''liyle bitiriyorum: "Þüphesiz "RabbimizAllah'tır" deyip de, dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin!"


[1]Müslim, İman, 13. IV, 65

[2]Müslim, İman, 164; Ebû D''vûd, Büyû, 50

[3]Müslim, İman, 43, 164; İbn M''ce, Tic''r''t: 45

[4]Ahmed b. Hanbel, Müsned, III / 198


Diyanet işleri başkanlığı sitesinden alıntıdır... 29.07.2005 tarihli hutbe yazısıdır...
 

Bevadih

Ziyaretçi
Temmuz 01, 2009, 02:44:55 ÖS
Fussilet Sûresi 30.  "Þüphesiz "RabbimizALLAH'tır" deyip de, dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin!"

Kişinin kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz.  Komşusu, kötülüğünden emin olmadıkça da kişi cennete giremez"(H.Þ)


Dusturlarımız,mihenk taşlarımız....Yoldaki işaretlerimiz....Ama işaretleri okumayı, hangi yönü gösterdiğinden habersiz sürüyoruz arabamızı...Uçurumdan düşmemek üzere inş...

EyvAllah Banabirnickbulun...

SMF 2.1.3 © 2022, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.060 saniyede 25 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017