Aralık 27, 2008, 08:45:46 ÖÖ
Hilafet Þartlarının Dışına Çıkan Halîfenin Durumu
Eğer halife, daha önce zikredilen şartlara sahip değilse, îsl''m hukuku ''limlerinin çoğunluğuna göre böyle bir hilafet, peygamber hilafeti sayılmaz. Mesel'': Müslümanların rızası olmadan hilafeti ele geçirmek. Bu rıza ister hilafete geçmeden evvel elde edilen rıza olsun, isterse, İmam Malik, îmam Þafii ve İması Ahmed b. Hanbel´in caiz gördükleri gibi hilafetten sonra elde edilen rıza olsun. Veya çoğunluğun görüşünün aksine, Kureyş kabilesinden olmamak, yahut biat, serbestçe yapılmazsa ya da halife adaletten ayrılırsa, bu durumlarda, îsl''m hukuku ''limlerinin çoğunluğu, böyle bir hilafetin, peygamberlik hilafeti sayılamayacağına, sadece bir dünyevî iktidar sayılacağına karar vermişlerdir. Bu nedenle îsl''m ''limleri, Hz. Mu-aviye´nin oğlu Yezid´in iktidarına, «Hilafet» dememişler, krallık iktidarı demişlerdir. Bu konuda İbn-i Teymiyye şöyle der: Ehl-i sünnet, Yezid´in, müslüman, cemaatin başında bir kral, diğer Emevîler gibi onun da söz sahibi bir kişi olduğuna inanırlar. İbn-i Teymiyye şöyle devam eder: «Yezid de iktidarında gerçekte halife olmadığı halde insanlar tarafından halifeleştirilen, müslümanlann başına geçmiş krallardan biridir.»
Acaba bu gibi idarecilere itaat etmek gerekir mi, gerekmez mi?
Eğer halifelik şartlarını haiz bir idareci ortada bulunur, insanlar onun çevresinde toplanır ve ona serbestçe biat ederlerse, şüphesiz ki ona herkesin itaat etmesi vaciptir. Çünkü bu kişi gerçekten halifedir.
Buna mukabil, şayet bir kişi zorla iktidarı ele geçirir ve o iktidarı Romalıların yaptığı gibi «Kayserlik» veya Farslann yaptığı gibi «Þahlık» şeklîne sokarsa, böyle bir kişi «zalim» sayılır. Bunun öldürülmesi ve karşısındaki ''dil olana yardım edilerek bu zalimin hakka boyun eğdirilmesi gerekir. Bu hususta Allah Teal'' şöyle buyuruyor : «Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını bulup barıştırın. Eğer onlardan biri diğerine saldırmaya devam ederse, saldıran taraf Allah´ın hükmüne dönünceye kadar onlarla savaşın. Eğer Allah´ın hükmüne dönerse, aralarını -adaletle bulup barıştırın. Her zaman ''dil davranın. Þüphesiz ki Allah, ''dil olanları sever.»[67]
Diğer yandan, halifelik şartlarını haiz olmayan kişiden başka, idareye talip olan ''dil bir kişi bulunamazsa, yahut da ondan başkasına, korkarak veya isteyerek biat edilmiş olmazsa, artık şartları haiz olmayana itaat etmek vacip olur.
Hasan-ı Basrî, Emevi krallarına itaat etmenin vacip olduğu hakkında şunları söyler: «Onlar, şu beş işimizi yürütmeyi üzerlerine almışlardır. Cuma namazını kıldırmak, cemaatin birliğini korumak, ganimet mallarını sevk ve idare etmek, sınırlan ve geçitleri koru-. mak. Bunlar, haksız davranıp zulmetseler bile, bunlarsız din ayakta durmaz. Allah´a yemin olsun ki, Allah Teal'' bunların bozdukları şeylerin çoğunu yine bunlar vasıtasıyla düzeltir.»
Hasan-ı Basıl, başka bir sözünde de şöyle demiştir: «Bu krallar, meydanda at oynatsalar ´da, insanlar onların peşine takılsa da ve günah kalplerine yerleşmiş olsa da, Hakk, bizleri, onlara itaat etmeye mecbur kılar, onlara karşı isyan etmemizi yasaklar ve onların zararlarını tevbe ve dua ile gidermemizi emreder.
Zerkani´nin «Muvatta Þerhi» adlı kitabında şunlar anlatılır.-İmam Malik´in ve ehl-i sünnet çoğunluğunun görüşü şudur: îdareci zulmederse, ona karşı isyan etmektense itaat etmek daha evladır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)´in aldığı ve içinde; «İşi ehlinden almaya girişmeyeceğiz» ifadesi de bulunan biatin izahını yapan «Muvatta» adlı kitabın sahibi şöyle der: İbn-i Abdil Berr der ki: îşin ehlinin kim olduğu hususunda ihtilaf edilmiştir. Bazıları, bunların, adaletli davranan, iyilikte bulunan, fazilet sahibi ve dindar olan kimseler olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bunlara göre, bu sıfatları taşıyan kişiler, işin ehli oldukları için, işin bunların elinden alınmasına girişilemez.
Diğer yandan, günahk''r, saldırgan ve zalimlerin, işin ehli sayılmayacaklarını, Allah Teal''´nm «... Zalimler benim vaadime erişemezler.»[68] buyurduğunu beyan etmişlerdir. Bu görüşü, Mutezile´nin bazı gurupları ve Hariciye mezhebine mensup olanların tümü ileri sürmüşlerdir.
Ehl-i sünnet ise şöyle demiştir: «Asıl olan şudur ki, idareci faziletli, adaletli ve iyiliksever biri olsun. Þayet böyle olmazsa, zalimin zulmüne karşı sabretmek, ona karşı isyan etmekten daha evladır. Çünkü isyanda, güven içinde olmayı bırakıp korkuya düşmek, kan akıtmak, saldırmak ve anarşi mevcuttur. Bu durumlar, zalimin zulmüne ve işlediği günahlara katlanmaktan daha ağırdır. Ana prensipler, akıl ve din, iki zorbanın en güçlüsünün şerrinden emin olmanın daha evla olduğunu ortaya koyar.[69]
İmam Ahmed b. Hanbel, zulme karşı sabretmenin vacip olduğunu, isyan etmenin ve aleyhte bulunmanın caiz olmadığını açıkça ifade etmiştir. İmam Ahmed´in şunları söylediği rivayet edilmiştir. «İdarecinin bayrağı altında, ondan görülen adalet veya zulme sabretmek icabeder. İdareciler zulmetseler dahi, onlara kılıçla karşı konmaz.»
Evet, ehl-i sünnet imamlarından İmam Malik, îmam Þafii ve İmam Ahmed´den nakledilen ve meşhur olan görüş budur.
Fakat İbn-i Teymiyye, şunları anlatır: Halife, adaletli sanılarak, müslümanlann istişaresiyle seçilir de, daha sonra f''sık olduğu ortaya çıkarsa, bu halifeye itaat edilip edilmeyeceği hakkında ihtilaf edilmiştir. Bazıları, böyle bir halifeye itaat etmenin vacip olduğuna ve hilafetinin geçerli sayılacağına karar vermişlerdir. Çünkü bunlara göre; böyle bir halifeye yapılan biat, kişiyi bağlar ve bu husustaki mükellefiyet, üzerinden düşmez. Çoğunluğun tercih ettiği görüş te budur.
Diğer bazılarına göre ise, böyle bir halifeye yapılan biat bozulmuş sayılır, böyle bir kimseye itaat gerekmez. Bu görüş ise azınlığın görüşüdür.
Halife, serbestçe seçilmediği halde kendisine biat edilirse, bu halifenin durumu ihtilaflıdır.
a) Böyle bir halifenin bütün emirleri reddedilir. ´Allah´a itaat ettiği hususlarda dahi bu halifeye itaat edilmez. Çünkü bunun idaresi, bir zulüm idaresidir. Zira bu kişi gerçek bir biatla başa gelmemiştir. Haklı olduğu hususlarda dahi buna itaat etmek, zulmü kabullenmektir.
Bu görüş, Haricîlerin görüşüne benzemektedir. Bunun için ehl-i sünnetten bazıları bunu benimsemişse de, çoğunluk bu görüşü tercih etmemiştir.
b) Bölye bir halifeye, haklı olduğu hususlarda itaat edilir, günah işlediği hususlarda itaat edilmez. Bu görüş, şu hadis-i şeriften kaynaklanmaktadır: «Allah´a isyanın bahis konusu olduğu yerde kula itaat yoktur.»[70]
Bu görüş, bu mevzuda en güçlü ve sağlam olan ve en çok taraftar bulan görüştür.
c) Serbestçe seçilmeden başa gelen kişi, halifelik makamını işgal ederse, böyle bir kişiye, Allah´a itaat etmesi ölçüsünde itaat edilir. Allah´a isyan etmesi halinde ise ona itaat edilmez. Þayet, seçimsiz başa gelen kişi, valilik gibi, halifelik makamı haricindeki bir makamı işgal ederse, böyle bir kişiye, haklı olduğu ve adaletli davrandığı hususlarda bile itaat edilmez. Bu görüşte olanlar, halifeliği zorla ele geçirenle, halifelikten başka bir makamı, zorla ele geçiren kişiler, arasında farklı hükümler koymayı, şu gerekçeye dayandırmaktadırlar.
Halifelik makamında olanı değiştirmek, ancak fitne ve fesada sebep olacak bir. hareketle mümkündür. Fitne ise, anarşi doğurur. Bir saatlik anarşi içinde, yıllarca devam eden bir diktatörlük idaresinde vuku bulan zulümden daha çok zulüm meydana gelir.
Fakat, halifelik mevkiinden daha alt derecede bulunanların vazifelerinden alınmaları, fitneye yol açmayacak bir şekilde mümkündür. Özellikle bu hususta halifelik makamında bulunan kimseyle yardımlaşılırsa, iş daha da kolay olur.
İbn-i Teymiyye mutedil görüşü seçerek, seçimsiz iktidara gelen kişiye, adaletli davrandığında itaat edileceğine, günah işlemesi söz konusu olunca da itaat edilmiyeceğine temas ederek şöyle der: «Bütün müslümanlar, Allah´a isyan edene itaatin söz konusu olamiya-cağı hususunda ittifak etmişlerdir. Aralarındaki ihtilaf, seçilmeksi-zin başa. gelen kişinin haklı olduğu ve adaletli davrandığı hususlarda itaat edilip edilmiyeceği mesele sindedir.»[71]
Bu anlatılanlardan şu neticeye varılır: Gerçekten peygamber halifesi olan kişiye itaat vaciptir. Eğer bu makama seçilen kişi günah işlerse, bunun halifeliği peygamber halifeliğinden çıkar ve ısırıcı bir iktidar haline gelir. Bu kişi, hiç hilafete seçilmemiş kişi gibi olur. Bu kişi hakkında ulemanın çoğunluğu şu üç karara varmışlardır.
1 ? Böyle bir halifeye karşı ayaklanma olamaz. T'' ki böyle bir ayaklanma hak ve hukukun kaybolmasına, hırs ve tamahın ağır basmasına ve heva ve hevese kapılmaya yol açacak bir fitneye sebep olmasın.
2 ? Böyle bir halifeye, günaha vesile olacak herhangi bir hususta itaat edilemez. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şeriflerinde : «Müslüman kişi Allah´a karşı günah işlemekle enıredilmedikçe kendisine verilen emri dinlemek ve itaat etmekle mükelleftir. Þayet, Allah´a isyanla emredilirse artık onırn dinlemesi ve itaat etmesi söz konusu değildir.»[72] buyurmaktadır.
3 ? Zalim bir idareci karşısında hakkı söylemek vaciptir. Çünkü Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: «Din, nasihattir. Kime nasihattir Ya Resulallah? diye sorulunca, Allah için, Peygamberi için ve müslümanlarm imamlarına nasihattir.»[73]
Diğer bir hadis-i şerifte; «En üstün cihad, zalim idareci karşısında hakkı söylemektir.»[74] buyurmuştur.
Þayet müslümanın, hakkı açıkça söylemeye gücü yetmiyorsa, haksızlığı kalben reddetmesi gerekmektedir. Bu da imanın en zayıf derecesidir. Ümnıü Seleme´den, Peygamber Efendimiz (S.A.V.)´in şöyle buyurduğu rivayet edilir. «Yakında başınıza ''mirler geçecek.
Siz onların ne yaptıklarını bilir ve hoş görmezsiniz. Kim onları hakkıyla tanırsa kendisini kurtarmış olur. Kim de onların yaptıklarını reddederse sel''mete ulaşmış olur. Her kim de bunları hoş görür vo bunlara uyarsa... (Bunlardan olur). Ey Allah´ın Resul´ü bunlara karşı savaşmayalım mı? dediler. Peygamber Efendimiz de «Namaz kıldıkları müddetçe hayır.»[75] buyurdu.
Yine Peygamber «Efendimiz (S.A.V.)´in şöyle buyurduğu rivayet olunur: «Sizler, benden sonra, şahsî menfaatlerin, başkalarının menfaatine tercih edildiğini ve hoş karşılamadığınız işler göreceksiniz. Ö halde ne emredersiniz Ya Resulallah? dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: «Üzerinizde bulunan başkalarına ait hakları ödeyiniz, kendi haklarınızı da Allah´dan isteyiniz.»[76] buyurdu.
Yine bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur : «Kimin başına bir vali tayin edilir de, o Vaşi, tayin edilen valinin, Allah´a herhangi bir isyanda bulunduğunu görürse; o valinin yaptığı bu isyanı hoş görmesin. Elini de itaatten tamamen çekmesin.»[77]
Allah´ım! Sen, idareciyi de, idare edilenleri de ıslah et. Dinin direğini ayakta tut. Müslümanların işini, güçlü ve salih kullara teslim et. Bizleri doğru yola iletecek olan aklı selim sahipleriyle beraber eyle!..[78]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Kont de Kasteri, el-İsl''m havatır ve sevanih
[2] el-Müberrîd´in «el-K''mil» adlı eseri C. 2, Sh. 134. İstik''met Matbaası Kahire
[3] Müberridin «el-K''miî» adlı eseri C. 2, Sh. 135. İstik''met Matbaası baskısı Kabire/Tarîh-i Taberî C. 5, Sh. 81, Darül Maarif baskısı - Kahire
[4] El-Müberrirl´in «K''mil» adlı eseri C. 2, Sh. 163
[5] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/71-77.
[6] Al-i İmran suresi, ''yet, 97
[7] Maide suresi ''yet, 44
[8] Âl-i îmran suresi ''yet, 106
[9] Abese suresi ''yet, 38-42
[10] En´am suresi ''yet, 33
[11] Nehcül Belağa C. 8, Sh. 112, İsa el-Babî el-Halebî baskısı
[12] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/77-80.
[13] Enbiya suresi ''yet, 98
[14] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/80-82.
[15] Müberrid´in «el-Kamil» adlı eseri C. 2, Sh. 146
[16] İnşikak suresi ''yet, 17
[17] «Hikka» Dört yaşına girmiş, üzerine binilecek deve demektir.
[18] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/82-85.
[19] Nur suresi ''yet, 11
[20] Müberrid´in «el-K''mil» adlı eseri C. 2, Sh- 236-237 İsa el-B''bî el-Halebî baskısı.
[21] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/85-86.
[22] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/86-87.
[23] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/87.
[24] Nur suresi ''yet, 4
[25] Þehristani´nin «el-Milel ve en-Nihal» adlı eseri.
[26] Fetih suresi ''yet, 1-3
[27] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/87-88.
[28] El-Beyan ve et-Tebyin C. 3, Sh. 204. Abdüssel''m Hanın baskısı - Kahire
[29] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/88-90.
[30] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/90-91.
[31] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/91-92.
[32] Efendisi tarafından azad edilen köle ölür de ceride başka mirasçısı bulunmazsa malına, daha önce kendisini azad eden efendisi mirasçı olur.
[33] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/92.
[34] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/92-93.
[35] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/93.
[36] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/94.
[37] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/94.
[38] Müsned, İmam Ahmed İbn-i Hanbel, C. 3, Þft. 129, 183 C. 4, Sh. 421
[39] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/95.
[40] Buhari, Kitabül Ahk''m bab, 2/Müsned, İmam Ahmed b. Hanbel C. 2, Sh. 29, 93, 128
[41] Buhari Kitabül Menalab bab, l/Müslim Kitabül İmare bab; 1, 3/Müsned-i İmam Ahmed C. 1, Sb. 5, 101
[42] Buhari, Kitabül Ahk''m bab; 2-Kitabül Menakıb bab, 2/Darimî, Kitabüssiyer bab; 77
[43] Müslim, Kitabül Mesacid bab, 240/lbn-i M''ce, Kitab el-Cihad bab, 39
[44] Buharî Kitab el-Ahk''m bab, 4/İbn-i M''ce Kitab el-Cihad bab, 39/Müs-ned-i İmam Ahmed C. 3, Sh. 114
[45] Müslim Kitab, el-Hacc bab, 311/Tirmizî Kitab el-Cihad bab, 28/îbn-i M''ce, Kitap el-Cihad; bab, 39/Müsned-i Ahmed b. Hanbel C. 4, Sh. 70
[46] Tirmizî Kitab el-Fiten bab : 48
[47] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/95-98.
[48] Fetih suresi ''yet: 10
[49] Mümtahine suresi ''yet: 12
[50] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/98-99.
[51] Þura suresi ''yet, 38
[52] ÂI-i îmran suresi ''yet, 159
[53] Taberî C. 5, Sh. 279 Darül Maarü baskısı. Mısır
[54] Buharî Kitab el-Hudud, bab; 30
[55] Menakib, İbn el-Cevzî Sh. 176
[56] Müslim, Kitab el-İmara bab; 59 Ebu Davud, Kitab es-Sünne bab; 27 Neseî, Kitab et-Tahrim bab; 6 Müsned-i İmam Abmed C. 4, Sh. 161
[57] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/100-107.
[58] Nisa suresi ''yet; 135
[59] Müsned, İmam Ahmed b. Hanbel C. 1, Sh. 6
[60] Maide suresi ''yet, 8
[61] Abese suresi ''yet; 34-36
[62] Adiyat süresi ''yet; 9-10
[63] Kehf suresi ''yet; 49
[64] Tevbe suresi ''yet; 10
[65] T''h'' suresi ''yet; 111
[66] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/107-111.
[67] Hucurat suresi ''yet; 9
[68] Bakara suresi ''yet; 124
[69] Þerh-i Muvatta, Zerkani, C. 2, Sh. 292
[70] Müsned, İmam Ahmed b. Hanbel C. 5, Sh. 66/ lbn-i M''ce Kitab ei-Cihad bab; 40/Buharî, Kitab eI-Âh''d,bab; l/ Müslim, Kitab el-İmara bab; 39/ Ebu Davud, Kitab el-Ahk''m bab; 87
[71] Minhac es-Sünne, C. 2, Sb. 76, 87
[72] Buharî, Kitab el-Ahk''m bab, 4/Ebu Davud Kitab el- Cihad bab, 87
[73] Buharî, Kitab el-îman bab, 42/Müslim, Kitab el-lman bab, 95/Trimizî Kitab el-Birr bab, 17/Nesaî Kitab el-Bey´a bah, 31
[74] Ebu Davud Kitab el-Melahim bab, 17/Tirmizî Kitab el-Fiten bab, 13/Nesaî, Kitab el-Bey´a bab, 37/lbn-i M''ce; Kitab el-Fiten bab, 20/Ahmed b. Han-bel C. 3, Sb. 19
[75] Müslim, Kitab el-îmara bab, 62, 64/Ebu Davud, Kitab cs-Sünne, bab, 27/ Tirmizî, Kitab el-Fiten, bab, 78
[76] Nesai, Kitab el-îman bab, 17/Ahmed tbn Hanbel C. 6, Sh. 295; Buharî, Kitab el-Fiten bab; 2/Müslim; Kitab el-îmara bab, 34/Nesaî, Kitab el-Bey´a bab, 3/lbn-i M''ce; Kitab el-Cihad bab; 41/Müsned-i îmam Ahmed, C. 2, Sh. 318
[77] Müslim, Kitab el-îmara, bab, 66/Darimî, Kitab el-Rikak; bab, 78/Ahmed bin Hanbel C. 6, Sh. 24
[78] İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/111-116.
Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!