Mâide / 93. Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟

Ýman edip sâlih amel iþleyenlere, artýk bundan böyle günahlardan sakýnýp imanda sebât ile sâlih amellere devam ettikleri, sonra takvâlarý ve imanlarý tam saðlamlaþýp kökleþtiði, sonra hem günahlardan sakýnýp hem de iyilik yapmaya çalýþtýklarý takdirde, haram olmadan önce yiyip içtiklerinden dolayý bir günah yoktur. Çünkü Allah, iyilik ve ihsân sahiplerini sever.

Belî Kurban, Belî!

Başlatan ...Tefekkür..., Kasım 23, 2009, 02:19:58 ÖS

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Kasım 23, 2009, 02:19:58 ÖS
Belî Kurban, Belî!


Bir zamanlar, tepeden tırnağa fed''k''rlıkla tüllenen Kurban Bayram’ları, zamanla, kısmen dar bir çerçevede kutlanır h''le gelmişti Ardından gün geldi, Kurban, aslına yavaş yavaş irc'' edilerek, değişik fed''k''rlık boyutlarına taşınmaya başlandı Nefislerini aşıp, s''dece bizi ve neslimizi düşünen d''v'' ve ızdırap insanlarını ilk tanıdığımızda, onları, heyecanlı bir kurban fed''k''rlığı tel''şıyla, hizmetin başında bulmuştuk İşte o güzel insanlardan gördüğümüz Kurban Bayramları, şimdilerde gelişti gelişti ve bir başka edayla arz-ı end''m etmeye başladı

Evet, Kurban Bayramları, bir başka güzellikte yaşanıyor şimdilerde Günümüzün hizmet erleri ve ebedî bayramın muştucuları, yeryüzünün muhtelif mek''nlarında ve bilhassa, yıllardır çeşitli s''iklerle ihm''l edildiği ''şik''r olan, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu’sunda, Kurban Bayramı’nı farklı bir kardeşlik zemininde yaşatma azim ve gayretindeler Binlerce insan kurbanını oralara gönderdi Bayramlarını kendi ''ileleriyle geçirmekten fer''gat edip, araçlarına oyuncakları, çikolataları, şekerleri, kışlık mont ve ayakkabıları, yetim ve kimsesiz kız çocukları için tokaları-taçları yükleyip Güney-Doğu’nun yollarına düştü Kimileri uçaklarda yer bulamadı, yaşına başına, bel ağrılarına bakmadan, daracık araçlarıyla 25 saat yolculuğa tahammül etti… yüksünmeden, ''h-of demeden, orada yatacak herhangi bir yer aramadan, oğlu mes''besindeki hizmet arkadaşlarıyla şen-şakrak tatlı bir hava içerisinde zevkle şevkle gittiler

Bir koşuşturma, bir tel''ş, bir hüzünlü sevinç, bir tatlı kavuşma vardı, çoğu yerde olduğu gibi, Diyarbakır’da, Siirt’te, Perv''ri’de, Tillo’da… Baktım, sîm''lar, yıllardır ayrı kalmış öz kardeşlerin kavuşmasını terennüm ediyordu Belli ki birileri bir oyun oynamıştı Bu oyunun bir şekilde ve ''cilen bozulması gerekiyordu Bunu ancak, küçük küçük vesîlelerle kardeşliğimizi pekiştirerek bozabilirdik Birileri, ülke içinde, vatandaşlarımızın birbirleriyle hep kavgalı ve husûmet içinde olmasını istiyordu Ancak böylelikle bu coğrafyada rahatlıkla at koşturabiliyorlardı Zaten yıllardır böyle olmamış mıydı! Her zaman farklı bir şekilde arz-ı end''m eden büyük oyunun bugünkü raconu da buydu Bu oyun, kardeşlik ve fed''k''rlıkla derhal bozulmalıydı

“Her şey samîmî bir sevginin izharıyla başlar” diyor bir hak dostu Her ne kadar birileri olup biten bu güzel şeyleri küçümsese de, hamdolsun, işte bu bayramda bu istik''mette hayırlı şeyler oldu Yapılabilecek daha büyük fed''k''rlıkların nüvesi atıldı Yapılanlar büyük bir şey midir! Azîm fed''k''rlıkların yanında, olanların lafı mı olur! Belki değil Ama maddiy''t asrında, her şeyin ego ve bencillik üzerine örgülendiği bir çağda, elbette ki önemlidir tüm bunlar Çoluk çocuğunu, anne babanı r''zı edip, onların olurlarını da alıp Bayramı, kimilerin, adını duyduğu zaman maalesef ürperdiği, “hadi geziye gidelim!” dediğimizde burun kıvırdığı, ülkemin yıllardır çeşitli iptil''larla müptel'' bir köşesinde geçirmek, kendi insanımızla kucaklaşmak; Perv''ri’nin buz kesen havasında, çamurlar içerisinde, bir yudum sevgiye muhtaç, ellerinden tutacak ellere hasret m''sum çocukların günahsız ellerinden tutarak, onların gülen gözlerine bakarak bir çikolata hediye edip gönüllerini almak, elbette ki önemlidir

Yılların yoksulluk ve ızdırabı yüzünün çizgilerinde nüm''yan, 3 kg’lık et paketini eline alan yaşlı bir anne, gözyaşlarını tutamıyor ve, “Biz, Hocanıza d''im'' duacıyız, n’olursunuz bizden de Ona sel''m söyleyin!” diye inliyor Bir diğeri, “O bizi unutmadı, bayram günü bizi düşündü ve sevenlerini buralara gönderdi, Allah ondan r''zı olsun, canımız ona kurban olsun!” diye haykırıyor Bir ötekisi, yarım yamalak Türkçe’siyle, “Onun şefkatli ellerine çok muhtaçtık, çok şükür bu bayramda kavuştuk!” diye söyleniyor Bir diğeri, “Çocuğum, sizlere em''net! N’olursunuz onun elinden tutun, s''hip çıkın, o da vatana millete faydalı biri olsun! Siz s''hip çıkmazsanız, istikb''li karanlıktır Bu yüzden çok endişeleniyorum!” diye yalvarıyor Ayakkabılarının ucundan delik çorapları görünen mavi gözlü şirin bir kız çocuğu, “Abi, biz sizi televizyonda görmüştük Ama siz buralara gelmişsiniz!” diyerek hayretini izh''r ediyor Þîveler farklı, görünümler muhtelif, çehreler ızdıraplı… ama her yürekten fışkaran m''n'' ve dert aynı

Bir hak dostunu ziy''ret ediyoruz: “Amanın! Hocanızdan ayrılmayın Biz onun d''imî duacısıyız Çözüm ve başarı onunla birlikte olmaktadır Bereket, Onun teşvik ve iş''retlerine ri''yettedir O ihl''s s''hibidir Çünkü Allah onu başarıya kavuşturmuştur ve kavuşturacaktır!” diyerek kulağımıza bir muştu üflüyor “Belî kurban, belî” deyip elini öpüyor, duasını alıp ayrılıyoruz Bir başka ehlullah, “Hocam buraları da fethetti; feyzinden, bereketinden, nurundan buraları da istifade ettirdi Rabbim Ona hayırlı ve uzun ömürler versin, hizmetini d''im ve bereketli kılsın!” diyerek bizleri uğurluyor Bir başkası, Allah Rasûlü’nün (Aleyhissel''m), az zaman önce birisinin rüyasına teşrif edişinden dem vuruyor ve bunu da işte bu bayramda, şu hizmetlerin buralara gelişi olarak yorumluyor

Evliy''lar diy''rı, Siirt! Bediüzzaman Hazretlerinin uğradığı müb''rek mek''nlar Üst''dım! Daha 16 yaşlarında iken, Kubbetü’l-H''siye’de K''mûs-u Okyanus’u ezberlediğin günlerde, bilmem ki bu güzel bayramları tahayyül edebiliyor muydun! Bak şimdilerde, Senin açtığın o büyük çığırın destanı da ezberleniyor artık Hem de “elif”ten “ye” harfine kadar Ziy''retçiler, bir Seni, bir de, Senin hay''lini kurduğun o büyük bayramları tahayyül ediyor, belki o bayramın arefesini yaşıyorlar Belki cumhuriyetçi karıncaların görünmüyor Tillo’da ama, karınca gibi hizmet ehli bir topluluk, Senin müb''rek h''tıranı, hizmet şuuruyla ziy''rete gelmiş, gerçek cumhuriyet dönemlerine daha bir özlem ve inanç içerisinde Seni anıyorlar “H''li bir türbe kubbesinde inzivada idim Bana çorba geliyordu Ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyuyla yerdim İşitenler benden soruyordular Derdim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, tanelerini karıncalara verirdim” sözün, h''l'' yankılanıyor Kubbetü’l-H''siye’nin loş tavanında, Tillo’nun bereketli ufuklarında

Ve Sen ey Kutlu Ses! Ey kudsî me’haz! Ey bizi, bize ve nefsimize bırakmayan Yüce K''met! Ey çözüm ve aksiyon insanı! Ey ızdırap ve çile kahramanı! Göremediğim günden beri daha bir muzdaripleşip uhrevîleşen Müb''rek ve Nûr''nî Sîm''! İyi ki varsın, iyi ki Seni dinleyip tembel bedenlerimizi kımıldatıp, ''hiretimiz adına, bir bayramı fed''yla olsun küçük bir yatırımda bulunduk! Bu yüzden biz de Sana müteşekkiriz Efendim! Rabbim, sa’yini meşkûr, hizmetini d''im etsin! Herkese uzattığın o bereketli ve nûr''nî elini, başımızdan düny''-''hiret ayırmasın!

Bayram Kusursuz
Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

SMF 2.1.3 © 2022, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.138 saniyede 27 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017