Mâide / 3. Ayet
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪ينًاۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Size þunlar haram kýlýndý: Kendiliðinden ölen murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan baþkasýnýn adýna kesilen hayvanlar, henüz caný çýkmadan yetiþip þartýna uygun tarzda kestikleriniz dýþýnda boðularak, bir þey vurularak, yukarýdan yuvarlanarak, boynuzlanarak yahut yýrtýcý bir hayvan tarafýndan parçalanarak ölen hayvanlar, putlara ait sunaklarda kesilen hayvanlar ve zar atarak, kumar oynayarak elde edilen etler, yiyecekler. Bunlarý yemek, Allah'ýn yolundan çýkmaktýr. Bugün artýk kâfirler dîninizi söndürmekten ve sizi dinden döndürmekten ümitlerini kesmiþ durumdadýrlar. O halde onlardan korkmayýn, benden korkun. Bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladým ve sizin için din olarak Ýslâm'ý seçtim. Ancak kim açlýktan bunalýp çaresiz kalýrsa, günaha meyletmeksizin haram olan bu etlerden yiyebilir. Çünkü Allah çok baðýþlayýcýdýr, engin merhamet sahibidir.

Eşref Edip'in Gözüyle Mehmet Âkif!

Başlatan liprade, Nisan 05, 2010, 12:25:46 ÖS

liprade

ADMiN
8,616
Nisan 05, 2010, 12:25:46 ÖS
Eşref Edip'in gözüyle Mehmet Âkif!  

Eşref Edib'in kaleme aldığı, "İstikl''l Harbi'nin Manevî Cephesi Kahramanı" olarak nitelenen Mehmed Akif i hakkıyla anlatan ve yayınlandığı dönemden günümüze kadar hep birinci kaynak olma özelliğini koruyan eser Fahrettin Gün tarafından hazırlanarak Beyan Yayınları tarafından yayımlandı.



Yakın tarihimizin en önemli fikir ve mücadele adamlarından biri olan Eşref Edib (Fergan) 1882 yılında Türkistan'lı bir ailenin çocuğu olarak Selanik Vilayetine bağlı bir sancak merkezi olan Serez'de dünyaya geldi. Serez Müftüsü İmadüddin Efendi'den dinî ilimleri tahsile başladı ve Kur'''n'ı hıfz etti. Bir yıl Mahkeme-i Þer'iyye katibi olarak çalıştıktan sonra İstanbul'a gelir ve Hukuk Fakültesi'ne (Mekteb-i Hukuk) kaydolur. Hukuk Fakültesi'nin yanısıra Medrese eğitimini de Atik Ali Paşa Camii'ndeki derslere devam ederek sürdürür. Bu yıllarda Ebu'l-Ula Mardin ve Mehmed Akif'le tanışır burada onlarla hayat boyu sürecek dostlukların temeli atılır.

Eşref Edib, Mehmed Akif'in Millî Mücadele yıllarında Balıkesir'den başlayarak (1920) Kastamonu ve havalisinde yaptığı çok önemli konuşmaları Sebilürreşad mecmuasında yayımlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında İttihad ve Terakki'nin baskılarına aldırmadan "İttihad-ı İsl''m" fikriyatını savunmayı sürdürür. Bu dönemde iyice kızışan "Batıcılık" ve "Siy''sî Türkçülük" ideolojilerine karşı çıkar.

Millî Mücadele yıllarında ise Sebilürreşad İdarehanesini Anadolu'daki Millî Mücadele'nin irtibat bürosu h''line getirir. Mehmed Akif'le birlikte Balıkesir'e gider ve Mehmed Akif'in, Balıkesir Zağnos Paşa Camii'ndeki vaazını Sebilürreşad'da neşreder. İstanbul'da işgal devletlerinin baskısına aldırmadan Millî İstikl''l d''vasını savunur. Mehmed Akif in öncülüğündeki Sebilürreşad kadrosuyla birlikte "Bugün İcma-ı Ümmet Anadolu'dadır" serlevhası altında Kuv''-yı Milliye hareketine desteğini sürdürür. Sonunda işgal kuvvetlerinin baskısı İstanbul'da yayın yapma imk''nını ortadan kaldırınca Akif in tavsiyesine uyarak, onun Ankara'ya gitmesinin ardından Sebilürreşad'ın klişesini yanına alır ve Kasım 1920'de İnebolu yoluyla Kastamonu'ya geçer.

1920 Aralık ayında Mehmed Akif de halkı uyandırmak ve Millî Mücadele'ye teşvik etmek için buraya gelir. Akif'in başta Nasrullah C''mii'nde olmak üzere Kastamonu havalisinde yaptığı konuşmaları not eder ve binlerce nüsha bastırarak Anadolu'ya gönderir. Ayrıca bizzat kendisi de pek çok yerde Millî Mücadele'yi destekleyen konuşmalar yapar. Kastamonu ve ilçelerinde Akif'le birlikte mücadeleyi örgütler. Mehmed Akif'le beraber Ankara'ya döndüğünde Sebilürreşad'ın bu hizmetlerini takdir eden Başkumandan Mustafa Kem''l Paşa tarafından tebrik edilir. Akif'le birlikte T''ceddin Derg''hı civarına yerleşen Eşref Edib, burada da Sebilürreşad'ı neşre devam eder. Arka arkaya neşredilen Sebilürreşad, Millî Hükümet tarafından binlerce bastırılarak bütün cephelere dağıtılır ve bütün askeri kıtalarda okunur; ülke sathında iman ve inanç ateşini körükleyerek İstikl''l Mücadelesi'ni harlandırır, alevlendirir.

Eşref Edib, Üstad Mehmed Akif'in, 1936'daki vefatından iki yıl sonra "Mehmed Akif: Hayatı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları" başlıklı bir eser kaleme alır. Bir yıl sonra da aynı esere 322 sayfalık bir ilavede bulunur. 1960 yılında ilk neşrin üçte birlik bölümü kısmi olarak korunarak ve şiirlerle zenginleştirilerek farklı versiyonla tekrar yayımlar.

Eşref Edib tarafından hazırlanan "Mehmed Akif: Hayatı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları", Mehmed Akif üzerine yazılan metinler içinde malzeme açısından en zengin, en önemli "arşiv" olma vasfını taşımakta ve yapılan inceleme ve araştırmalarda h''l'' ilk kaynak olma özelliğini korumaktadır. Peyami Safa'nın ifadesiyle; Eşref Edib'in bu eseri "Edebiyat tarihi etüdlerine esas olabilecek bir vesika niteliğindedir." Âbidin Daver tarafından  "İstikl''l Harbi'nin manevî cephesi kahramanı" olarak nitelenen Üstad Akif'i hakkıyla anlatan Eşref Edib'in eseri, yayınladığı dönemden günümüze kadar hep birinci kaynak olma özelliğini korumuştur.

Yine M. Ertuğrul Düzdağ, "Mehmed Akif: Hayatı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları" adlı eser, Mehmed Akif hakkında yazılmış en mühim kitaptır. Eşref Edib Bey'in kendi hatıralarının yanında, birçok kişinin de hatıraları ve yazıları bulunmaktadır. Eser büyük bir himmetin eseridir. Merhum Akif Bey hakkında bildiklerimizin belki yarısını bu esere borçlu bulunmaktayız" diyerek eserin önemini vurguluyor.

Eseri titiz bir çalışmayla yayına hazırlayan Fahrettin Gün, sunuşta dikkate değer bilgiler veriyor ve Mehmet Akif'in layıkıyla anlaşılması gerektiğini söylüyor: "Üstad Mehmet Akif aydınlık bir dünyanın habercisi, her yönüyle gerçek bir entelektüel ve sanatçı kişidir. Türk Milleti için yaşantısıyla ve yazdıklarıyla ön açıcı hakikî bir münevverdir. Özellikle Türk gençliği için "Asım" modeliyle bir yön verici, bir istikamet belirleyici şahsiyettir. Bu sebeple onu anlamak, çaba isteyen, gayret isteyen çok anlamlı bir eylemdir. Þayet Üstad Akif hakkıyla anlaşılıp, o düzlemde yol alınırsa, Türk milletinin geleceği ve güvencesi olan gençlerimiz; millî kültür ve medeniyetimizi inşa etme yolunda mesafe alabilir. Bunun için Mehmet Âkif'in bütün yönleriyle anlaşılması bir zarurettir. Türk gençliği onun bir gençlik projesi olan "Âsım"ını anlayıp hayata geçirmeye gayret ederse, hem asliyetine kavuşma yolunda, hem de gerçek kimliğini bularak bütün zorlukların üstesinden gelme noktasında önemli bir mesafe kazanmış olur. Bunun yolu da Üstad Âkif'in hayatının ve eserlerinin iyi bir şekilde incelenip, analiz edilmesinden geçmektedir."

Eşref Edib konusunda daha önce de çalışmalar yayınlamış olan Fahrettin Gün tarafından hazırlanan ve Beyan Yayınları tarafından kültür dünyamıza yeniden kazandırılan Eşref Edib'in "Mehmed Akif: Hayatı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları" isimli eser, hem Mehmed Akif i, hem de Safahattı okuma ve anlama kılavuzu olarak anlamlı bir kaynak ve önemli bir çalışma olarak kabul edilebilir.

Kitapla İlgili Daha Geniş Bilgi İçin Tıklayınız!

(Milli Gazete)


"Cehalet hýyar olmuþ gidiyor son sürat/  Enkaz-ý beþer koþuyor elde tuzluk alýk surat"

SMF 2.1.3 © 2022, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.147 saniyede 26 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017