Nisan 01, 2009, 08:05:50 ÖS
'ALLAH c,c' razı olsun güzel paylaşım bende siz deyerli din kardeşlerime hocam (şeref çakma'ğın )özemli bir paylaşımını yansıtayım.CEHENNEM
ÇUKURUNDAN,
CENNET
ÇAÐI’NA………
Gavsul Âlimin, Gavsul Vasilin, Gavsul Aşıkin, Gavsus Sadıkin, Kutbul Arifin, Kutbul Aktap gibi, zamanlarının ve yakın tarihimizin bazı büyük evliyaları, Hakk’ın kendilerine bildirdiği ve müsaade ettiği ölçüde, 2000’li yılların ilk çeyreğinde dünyanın ve içinde yaşayan insanların karşılaşacakları olayları haber vermişlerdir.
Bu zaman diliminin insanların yaptıklarıyla, Hakk’ın Razı olmadığı ve Razı olduğu şekliyle iki bölümde geçeceğini bildirmişlerdir.
İLK BÖLÜMÜ’nün hiç de iç açıcı olmadığını, sanki cehennem denen mahlûkun, yeryüzünün her karışını ve yaşayan her insanı saracağını söylemişlerdir…
Materyalist felsefenin ve onun geliştirdiği teknolojinin, insanlık tarihinde en yüksek seviyeye çıkacağını, ulaşım, iletişim ve savaş aletleriyle, dünyanın her karesini kan gölüne çevireceklerini, insanları öldürmek, inançlarını söndürmek, ülkelerinden ve yeryüzünden silmek ve yok etmek için uğraşacaklarını bildirmişlerdir…
Bu inançsız insanlar, savaş, ölüm, katliam gibi acımasız fiilleriyle, inananlara ve yeryüzüne korku ve dehşet saçacaklar, güçlü olmalarıyla, tepki görmeyecekler, bu işleri zevkle yapıp, zevkle seyredeceklerdir.
Hakk’ın rızasına muhalif her türlü ahlaksızlık, içki, kumar, zina, faiz ve rüşveti, sahip oldukları televizyon, film ve internet gibi aletlerle evlerin ve dünyanın her köşesinde, herkesin gözü önünde, imansızlık ve hay''sızlık duygularıyla alenen ve apaçık gösterip yapacaklardır… Daha kötüsü, Hakk’a isyan, ink''r ve hainlikle dolu bu işleri övecekler, teşvik edecekler, yaygınlaştıracaklar ve bunları işlemeyenleri ve kendilerinden olmayanları aşağılayacaklar, baskı ve zulümleriyle inananlara yeryüzünü çekilmez bir hale getireceklerdir…
Daha büyük bir felaket ise; inanan ve inanmış gibi görünenler bu zamanın teknolojilerini yanlış emellerine alet edecekler, bilerek ve bilmeyerek İslam dinini tahrip edeceklerdir...
Bir kısım zahiri din adamları İslam dinindeki Kur’an hükümlerini şahsi görüşlerine göre yanlış yorumlayacaklar, nefsanî istekleri doğrultusunda benzetme yaparak hükümleri yer değiştirecekler, zayıf imana sahip olanların, imanlarını kaybetmelerine sebep olacaklardır...
Kur’an okuyanlar riya ve şöhret amacıyla okuyacak, ilahi kelam, sadece konuşulacak, yazılacak, anlatılacak, ancak günlük yaşamda hükmü ile amel edilmeyecektir…
Yeryüzünün her yanında, batılın Hakk, haramın helal, cehaletin medeniyet, riyanın ihl''s, imansızlığın inanç, yanlışların doğru ve tüm çirkinliklerin güzel gösterildiği bir zaman ve mek''n oluşacaktır...
Bu zaman öyle bir zaman olacak ki insanoğlu insanlık ve İslam tarihinde, topyekûn, hızlı, nankör ve acımasızca, Rabbine hiç bu kadar ink''r ve O’na bu kadar sayıda alenen isyan etmemiş, mülkünü bu kadar kirletmemiş olacaktır…
Ve tüm bu nedenlerle Rabbimizin Yüce kelamıyla bildirdiği gibi:
“Başınıza gelen her musibet, bela kendi ellerinizle yaptıklarınızın karşılığıdır” (Þura Suresi 30) hükmünü karşımıza çıkaracak… Yeryüzünde herkesi ilgilendiren ve zamanın her diliminde binlerce tabiat olayları, deprem, yangın, sel, kriz, savaş, hastalık ve ölümler ardarda meydana gelecek, büyüyecek, huzursuzluk, kargaşa ve karışıklık herkesi ve dünyanın her yerini kaplayacaktır… Þu anda içinde yaşadığımız zaman gibi…
İKİNCİ BÖLÜM ise: Tamamen müjdeleyici haberlerle doludur;
İçinde yaşadığımız şu 2000’li yılların ilk çeyreğinde, müjdelenen haberlerin ilki gerçekleşecektir. Yaşanılan bu dünya cehennemi içersinde, yeryüzünü cehenneme çevirenlere dur diyecek, onlarla mücadele ederek, bir bir imana getirecek, sayıları ve güçleri ilk zamanlarda az, daha sonra dalga dalga büyüyerek milyonlara ulaşacak ve dünyanın her yanını huzur barış ve imanla doldurarak Cennet evine dönüştürecek, bir cemaatin ortaya çıkmasıdır…
Bu cemaatin hayatları ve yapacakları ilahi bir plan içersinde, kendi iradeleri dışında düzenlenmiş olacak, yapan yaptıran Hakk’tır… Hakk neylerse güzel eyler teslimiyetiyle, gönül aynalarına tecelli edecek, Hakk’ın tecellilerini gözleyecekler ve O’nunla söyleyip, O’nunla hareket edeceklerdir…
Bu cemaatin her ferdi ademiyet sıfatıyla donatılmış büyük adam olacak, Asrı saadetteki o kutsal, emsalsiz, Peygamber (S.A.V.) dostlarını temsilen, gizli bir güce, yüksek bir imana ve ahlaka sahip bulunacaklardır…
Hakkın yardımıyla, kendilerine bahşedilen güçlü akıl ve keskin zek''larıyla, ledünni ilmini tanıyacaklar, anlayacaklar, zahiri ve manevi eğitimle 40 yılda elde edilmesi imk''nsız olan bilgi, h''l ve makamlara bir ay, hatta bir gün gibi, kısa bir zamanda sahip olacaklardır…
Âlemleri yaratan Yüce Rabbimizi ve güzel peygamberimiz (S.A.V.)’i ''lemlere sevdirmek için, bütün olumsuzluk ve zorluklarla mücadele edecekler, karşılarına çıkan bütün kapılar birbir açılacak, yeryüzünü zahiri ve manevi güçleriyle adım adım dolaşacaklardır…
Allah’ı bilerek ve bilmeyerek inkar eden, isyanını kendisine ve yeryüzüne yayan iç ve dış ''lemleri çürümüş insanları, Her şeye Kadir olan Yüce Rabbimizin, kendilerine verdiği güçlü, gizli, ikna ve irşad kabiliyetleriyle kısa zamanda, topluma ve insanlığa yararlı bir hale getireceklerdir.
Hayatları ilahi güçle planlanmış, ilahi takdirle oluşturulmuş ve bir araya getirilmiş, hayatlarının oluşum bölümünde ilahi emirler dışında hiçbir şey yapmayan, yapamayan, yapmayı dahi düşünmeyen bu cemaat, renk renk, mevsim mevsim iki cihanda büyüyecek güçlenecek, Dünya ve içinde yaşıyanların kimliği, kişiliği ve inancı, Rabbimizin sevdiği razı olduğu ve takdir ettiği şekle dönüşecektir…
Sanki cennet yeryüzüne ve insanlığa sıfatlarıyla tecelli edecek, imansız, mutsuz, huzursuz tek bir kişi dahi bulunmayacaktır…
Bu cemaatin ortaya çıkmasına ve yapacaklarına, gökte, yerde ve yer altında bulunan herkes sevinecek, şükredecek, başarılı olmaları için onlara sürekli dua edeceklerdir… Ve onları sevgi ve övgü seline boğup, bağrına basacaklardır…
İnananlar…
İnsanlık ayıplarının her gün bir başkasını seyrettiğimiz şu zamanlarda, sakın inanç ve ümidinizi yitirmeyin… İnsanoğlu, zamanımızda sanki savaş, ölüm, katliam gibi bir filmde tümden rol almış, her sahnesinde baş rolü oynamak için yarışıyor… Veya ödül vermek için zevkle izliyor… Sakın korku ve dehşete kapılarak Mevla’nıza darılmayın, O’na güveninizi yitirmeyin… Zira Hakkın size vaad ve takdir ettiği huzurlu günler çok yakında… Daha doğrusu bahsedilen bu film, çevirenlerle birlikte yok olup gidecek… Asrı Saadet misali sizin çağınız başlıyacaktır…
İnanmayanlar…
Aklınızı, vicdanınızı ve insanlık onurunuzu sakın yitirmeyin… Zira bir gün, Hakk’ın yardımıyla isteseniz de, istemeseniz de doğru ne ise, sizi arayıp bulacak, gerçek inanç ve imanınızla buluşturacak, doğrular sizi kucaklıyacak, yaptıklarınızdan utanç duyarak, pişman olacaksınız…
Ya Ben...
Tüm Enbiyaların, Evliyaların dua edip hayranlıkla seyrettiği, gayb ''lemlerini gönül gözleriyle gören ve bilenlerin yardım ettiği bu kutsal cemaati düşünüyorum…
Ortaya çıktıklarında cehennem çukurları içersine cennet tohumlarını ekerken, karşılaştıkları zorlukları, iftira, eza, ceza ve olumsuz tepkileri sanki görür gibiyim…
İnsanlığın kurtuluşu için çırpınan ve büyümeye çalışan bu minik toplumun, inanan ve inanmayanlar tarafından zulme uğramalarının acısını, yüreğimde, hatta bedenimin her yerinde yangına dönüştüğünü hissediyorum…
Bu cemaati Hakkın yeryüzündeki henüz açmayan tomurcuk gülleri gibi görüyor, açmadıkları halde kokularını sezebiliyorum…
Saf, temiz ve tevazulu halleriyle büyüyerek, 2000li yılların ilk çeyreği içinde yeryüzü Arslanlarına dönüşeceklerini, gelecek zamanda oluşacak gür ve güçlü sesleriyle, Cihanın her yerinde, Hakkı zikr ettiklerini ve Hakk’a davetlerini duyabiliyorum…
Ve…
Beni yaratan Yüce Rabbime şöyle dua ediyorum:
Biz kullarına olan sonsuz, sınırsız şefkat ve merhametinden dolayı, takdir ettiğin ve geleceğine inandığım bu kutsal çağına beni de ulaştır Yarabbi!..
Bu çağ için oluşturduğun, görevlendirdiğin ve bizzat kendi kudret elinle yetiştirdiğin bu kutsal cemaatle beni de tanıştır Yarabbi!..
Sana, senin dinine hizmet etmek ve tüm insanlığın huzur ve mutluluğu için, onlarla birlikte mücadele etme gücünü ve fırsatını bana da ver Allah’ım!...