Bakara / 182. Ayet
فَمَنْ خَافَ مِنْ مُوصٍ جَنَفًا اَوْ اِثْمًا فَاَصْلَحَ بَيْنَهُمْ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ۟

Kim de vasiyet edenin haksýzlýða meylinden veya günaha düþmesinden haklý bir endiþe duyar da, mirasçýlar arasýnda bir uzlaþma saðlamak üzere vasiyette deðiþikliðe giderse, bu takdirde ona bir günah yoktur. Doðrusu Allah, çok baðýþlayýcýdýr, engin merhamet sahibidir.

Şehrullah'ın Yüreğimizdeki Derin İzleri

Başlatan ebu ömer, Eylül 17, 2009, 09:26:46 ÖS

« önceki - sonraki »

ebu ömer



Kapımızı  bir gece misafir çaldı . ''Kalk ve açlığını gider ! Þafak sökmeden aç kalmaya başlıyacak ve gününü açlıkla geçireceksin.''

Derin bir düşünce ve tefekkür aldı.İlk günümüzün verdiği heyecanla kalkıp doğrulduk ve hazırlıklarımızı yaptık.Sevinçli bir şekilde misafirimizi ağırladık.Abdestleri aldık namaza durduk.Misafirimizle sabah namazını kıldık.İlk gün ve ilk heyecandı bizdeki...

Aç kaldık akşama kadar.Güneş ve iş günün verdiği ağırlık bizleri oldukça halsiz bırakmış,misafirime  '' su içebilirmiyim''.

Misafirim :
-Hayır olmaz !

Yemeği düşünmüyor ; sadece suzunluğun damaklarımızı kuruttuğu,bedenimizi bitap düşürdüğü ,sadece sabrı içinde barındıran bir hal içerisine bürünüyoruz.

Kendi kendime iyice dert  ediyor ve acep bu misafir bana ne anlatmak istiyor diyorum.Yaz sıcaklığı ve uzun saatlerin bitmediği bir öğlen vakti geliyor..Namaz kılıyor ve her zaman bildik duaya dudaklarımla mırıldanıyorum.Adeta ezber olmuş içinde ihlası pek barındırmayan bir dua...

Saatler birbirini kovalarken ; güneş batmaya yüz tutuyor,işler yoğunluğunu kaybediyor,bitap düşmüş bedenle , misafirimi alarak evin yolunu tutuyoruz.

Akşam ezanı okunurken sevinç suratlarımızdan okunuyor.Evimizde misafirin ilk günü münasebetiyle öylesine güzel yemekler var ki; artık hızımızı alamıyor karnımız şişene kadar yiyoruz...

-Aman Allah'ım ! O da ne ki ! misafirim oldukça üzgün ve bana ibretle bakıyor...

''yemezmisin ''dediğimde. Bana hüzünle bakarak dinle !dinle ! diyor.

Ev ahalisini bir gariplik sarıyor ve herkes misafire kulak kabartıyor..

Misafir:
-Bak güzel kardeşim !seninle geçirdiğim ilk gün ve ilk gece.1 ay boyunca seni ziyarete gelecek ve halini ibretle izleyeceğim.Taki sen açlığın hikmetini, sabrın zikirle bezenmesini, ibadetlerinde takvayı ,yoluna kurban olayım dediğin efendinin Ramazanı nasıl geçirdiğini , ashaba yapılan boykotta onların açlıktan ağaç kavuklarını yediğini ve çölde buldukları kemiği kaynatıp suyunu içtiklerini, küçük afrikalı çocuğun bir kilometre öteki Birleşmiş Milletler yardım kampına yürüyorken artık açlıktan bitap düşmüş. Daha da kötüsü arkasında onun ölmesini bekleyen bir akbabanın  var olduğunu...ve akbabaların hep ezilenlerin üzerinde olduğunu düşün..

- Bugün açlıktan nefesin kokuyor belki.. Hergün açlıktan bedeni ve nefesi kokan ama yüreği taptaze olan yiğitleri düşün.Onlar ki bizlerin izzeti yere düşmesin diye dağlarda açlığa , susuzluğa , zulmün yağdırdığı bombalara direniyorlar..düşün ve o ezilen yavrular adına açlık ve susuzluğa karşı dik dur.Dilini,elini ve kalbini temizle...Çünkü seni bir ay boyunca ziyarete geleceğim..

Dedi ve gitti....
ebu ömer
Sizin misafiriniz sizlerle neler paylaştı kardeşlerim.Bizlerle paylaşırmısınız.?


-

HAdeKa

çok güzeldi eline emegine sağlık çok begendim... kalemine kuvvet

Bevadih

sevgili ebu ömer....

ne kadar güzel bir bakış açısı ile bakıp ve bizede gördüğünüzü  anlattınız...

dile getirebilmeniz, bizimde nasiplenip "algı frekanslarımız"ı acmamızı sağlıyorsunuz..Allah razı olsun...Devam inşallah..

selam ile...

kırmızı yazıyı görmedim sanmayın:) ama yazacak kelam yok...

ebu ömer

Rabbim razı kalsın sizlerden değerli kardeşlerim.Biz genede siz halisane kardeşlerimden bekleriz.Duygularınızı..Ramazanı nasıl geçirdik kardeşler burdan başlıyabilirmiyiz acaba..