Mâide / 93. Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟

Ýman edip sâlih amel iþleyenlere, artýk bundan böyle günahlardan sakýnýp imanda sebât ile sâlih amellere devam ettikleri, sonra takvâlarý ve imanlarý tam saðlamlaþýp kökleþtiði, sonra hem günahlardan sakýnýp hem de iyilik yapmaya çalýþtýklarý takdirde, haram olmadan önce yiyip içtiklerinden dolayý bir günah yoktur. Çünkü Allah, iyilik ve ihsân sahiplerini sever.

Sevgİ Ve AiLe

Başlatan ...Tefekkür..., Ekim 14, 2009, 07:51:46 ÖÖ

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Ekim 14, 2009, 07:51:46 ÖÖ


İnsan, ekmekle doyar, emekle büyür, sevgiyle yaşar. Sevgi varlığın yaratılış sebebidir. Çünkü varlığı var eden Allah, onu, sevgiyle yaratmış, sevmiş ve sevilmeyi istemiştir. Aile binasının harcını sevgi ve inançla karınız. Harcı sevgi ve inançla karılan aileler, değil bu dünyada, öte dünyada da çözülmezler.

Ailede sevgi şartsız olmalıdır. Þartsız sevginin illeti yine sevgidir. Þartlı sevgi “şöyle davranırsan seni severim, böyle davranırsan seni sevmem” mesajını verir. Þartsız sevgi “seni, sen olduğun için seviyorum”

der. Kimi tefsirlerin Hz. Peygamber’in amcası Ebu Talib hakkında indirildiğini söyledikleri “Sen sevdiğini doğru yola iletemezsin, fakat Allah dilediğini doğru yola iletir” (28:56 ) ''yetinde, Hz. Peygamber’in, birini sevmesi için hidayete ermiş olması şartının dahi koşulmaması, hayli dikkat çekicidir.

Aileyi içerisinde barındıran ev, ya cennet köşelerinden bir köşe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur. Evi cennetten bir köşe yapan şey sevgi, cehennemden bir çukur yapan şey ise sevgisizliktir.

Sevginin cennetten bir köşeye dönüştürdüğü evlerde yetişen çocuklar, kendisiyle barışık, kendine ve başkalarına güvenen ve güvenilen, sevecen, umutlu, hoşgörülü ve mutlu birer insan olarak hayata atılırlar.

Eşler arası sevginin bir tezahürü de kıskançlıktır, fakat her kıskançlık sevgiden doğmaz, bazı kıskançlıklar nefretten doğarlar. Sevgiden doğan kıskançlık sevgiyi geçerse onu yer bitirir. Sevgiden doğan kıskançlığın sevgiyi yiyip bitirmesine fırsat vermemek gerekir.

Kıskançlığın en kötüsü, kişinin sevdiği bir değeri Allah’tan ve O’nun davasından kıskanmasıdır. Bu durumda iki sonuç kaçınılmazdır: Ya kıskananın kıskandığı kendi başına bela edilir, ya da tamamen elinden alınır.

Ailede sevgiyi, ilgi doğurur. Deyim yerindeyse ilgi, sevginin hem anasıdır hem çocuğu. İlgisiz sevgi, iktidarsız sevgidir. “Seni seviyorum” deyip de sevginin isbatı anlamına gelen ilgi ve emeği göstermeyen biri, sevginin bedelini ödemekten kaçınıyor demektir. Bedeli ödenmemiş sevgi, haksız kazançtır.

Sevgiyle bir arada tutulamayan aileler, aile reisinin baskısı ve zorbalığıyla bir arada tutulmak zorundadırlar. Sevginin değil de, tahakkümün hakim olduğu böylesi ailelerde aile reisi ‘efendi’, geri kalan fertler ‘kul-köle’ mesabesindedir. Küçük bir dikta yönetiminin hakim olduğu bu ailede aile reisi saltanatını yürütebilmek için baskıya ihtiyaç duyar, ailenin diğer bireyleri de aile adlı bu küçük krallıkta ceberut ve baskıcı rejimlerin uysal vatandaşları gibi bastırılmış, sindirilmiş, uysallaştırılmış, özetle nesneleştirilmiş birer unsurdurlar. Aslında, baskıcı ve zalim yöneticilere uysal, uyumlu ve sünepe vatandaşları yetiştiren birer fabrikadır bu tür aileler. Tıpkı, firavunun emri altında köle yapılan İsrailoğulları’nın, Musa gelmezden önceki uysal ve köleliğe razı h''lleri gibi.

Aile bireylerine özgürlük sevgiyle verilir. Çünkü sevgiyle verilen özgürlük parçalayıcı ve ayrıştırıcı değil, yürekten bağlayıcı ve birlikteliği sağlayıcı bir işlev görür. Bu sayede topluma aklı hür, vicdanı hür, satılamaz ve satınalınamaz şahsiyetler kazandırılmış olur.

Sevdiği için evlenenler olabileceği gibi evlendiği için sevenler de olabilir. Aslolan sevginin gerçek bir biçimde dal-budak salması ve üretici, özgürleştirici ve sağaltıcı bir sevgi olmasıdır. Eğer sevgi bunların tersi olan tüketici, tutukdayıcı, kör edici bir tutkuysa (sevgi değil), bu sevginin muhatapları birbirlerini tanıyıncaya kadar ya da kavuşuncaya kadar severler. Oysa ki erdemli insanlar tanıyıncaya kadar değil tanıdıkça seven ve sevilen insanlardır. Bunun tersi ‘şıpsevdilik’tir; şıpsevenler çıtkırılırlar, çünkü sevgilerinin kökleri gelişmemiştir.

Mustafa İslamoğlu
Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

SeLMa

Ziyaretçi
Ekim 14, 2009, 03:01:59 ÖS
Tesekkür ederim "Tefekkür" gelistiren bir yazi idi...

Ailede en önemli sey aile içi diyalogdur..küçük büyük herkese söz hakki taninmali .. gereken yerde yükses ses ile degilde sakin bir sekilde kisiyi veya kisileri mantikli açiklamasi ile dogruyu göstermektir..

önce insan" yerine koymak..sevmek...saymak..

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Ekim 16, 2009, 09:20:19 ÖÖ
Alıntı yapılan: SeLMa - Ekim 14, 2009, 03:01:59 ÖS
Tesekkür ederim "Tefekkür" gelistiren bir yazi idi...

Ailede en önemli sey aile içi diyalogdur..küçük büyük herkese söz hakki taninmali .. gereken yerde yükses ses ile degilde sakin bir sekilde kisiyi veya kisileri mantikli açiklamasi ile dogruyu göstermektir..

önce insan" yerine koymak..sevmek...saymak..


Sevgili SeLma ,

İgin , alakan ve güzel yorumun için teşekkür ederim canım..

RABBİM senden razı olsun...O'na emanetsin...




Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

SMF 2.1.3 © 2022, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.164 saniyede 26 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017