Bakara / 173. Ayet
اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ بِه۪ لِغَيْرِ اللّٰهِۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Allah size leþi, kaný, domuz etini ve Allah'tan baþkasý adýna kesilen hayvanlarýn etini haram kýldý. Bununla birlikte, kim yemediði takdirde ölecek derecede mecbur kalýrsa, baþkasýnýn hakkýna tecavüz etmemek ve zaruret sýnýrýný aþmamak kaydýyla bunlardan yemesinde bir günah yoktur. Çünkü Allah çok baðýþlayýcýdýr, çok merhametlidir.

EDİLLE-İ ŞER'İYYE

Başlatan HAdeKa, Ağustos 08, 2009, 08:56:12 ÖS

« önceki - sonraki »

HAdeKa

Þer`î deliller, şer`î hükümleri çıkarma yolları. Edille, delil kelimesinin çoğuludur. Delil de, kendisiyle, arzulanan bir amaca ulaşılan rehber, kaynak, dayanak demektir. Usûl-i Erbaa, Edille-i Erbaa da denir.

Edille-i Þer`iyye, yahut şer`î deliller, en genel anlamda İsl''m hukukunun kaynaklarını teşkil eder. Diğer bir ifadeyle, edille-i şer`iyye, hüküm çıkarmada başvurulan esaslar olarak ifade edilebilir. Kavramın ortaya çıkışı Etbau`t-T''biin devrinden sonradır. Üzerinde düşünülmesi veya kavranılmasıyla, istenilen hükme ve sonuca ul''ştır''n şeydir (Hayreddin Karaman, Fıkıh Usûlü, 42). Kesin veya zannı olarak genel hüküm if''de eder.

Genel bir sınıflama ile şerî deliller, "Sem`î" ve "aklî" olmak üzere iki grupta ele alınabilir. Sem`î olanlar; Kitap, Sünnet, İcma olup bunları değişik olaylara uygulama aracı olan Kıyas da bunlara il''ve edilen ve "aklı deliller" olarak değerlendirilen diğer deliller ve bunların sıralaması hakkında farklı görüştedirler. Bu deliller, "istish''bu`l-h''l", "istihsan", "mes''lihu`l-mürsele", "örf", "sah''be sözü" ve "İsl''m`dan önceki şeri''tler" gibi delillerdir.

Edille-i Þer`iyye`nin dört ile sınırl''ndırılmasının gerekçeleri için şunlar söylenir: Delil, menşe itibariyle ya vahiy kaynaklıdır ya da değildir. Eğer vahiy kaynaklı ise, bu vahiy ya "metlüvv" ki bu Kur`an`dır veya "g''yr-i metlüvv" olur ki bu d'' Sünnettir.

Delilin v''hiy kaynaklı olmaması durumunda ise şu iki ihtimal söz konusudur: Bu delil, bir asırdaki bütün müctehidlerin ortak görüşü ise "icm''", her müctehidin ferdî görüşü ise "kıyas" adını alır (Büyük Haydar Efendi, Usûl-i Fıkıh Dersleri, 20).

Aslınd'', Kur`''n ve sünneti aslı ve s''bit kaynaklar olarak; bu ikisi dışında kalan diğer bütün delilleri ise Kur`an ve sünneti yorumlama ve uygulama metodu ve vasıtası olarak değerlendirmek mümkündür. Kitap, sünnet, icma, kıyas "aslı deliller", istihsan, istislah, istishab, örf, sah''bî sözü, geçmiş şerîatler "fer`î" delillerdir (Sava Paşa, İsl''m Hukuk Nazariyesi, 11, 47-51).