Âl-i Ýmrân / 28. Ayet
لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللّٰهِ ف۪ي شَيْءٍ اِلَّٓا اَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقٰيةًۜ وَيُحَذِّرُكُمُ اللّٰهُ نَفْسَهُۜ وَاِلَى اللّٰهِ الْمَص۪يرُ

Mü'minler, sakýn mü'minleri býrakýp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artýk onun Allah ile irtibatý tamâmen kopmuþ olur. Ancak kâfirlerden gelebilecek tehlikelerden korkarsanýz ölçülü bir þekilde onlara dostluk gösterebilirsiniz. Yine de Allah sizi azabýndan sakýndýrýyor. Çünkü sonunda dönüþ, yalnýz Allah'adýr.

İMAN, BİLGİ, AMEL

Başlatan KARTAL, Şubat 08, 2009, 09:15:05 ÖS

« önceki - sonraki »

KARTAL

İman; Hz. Peygamber (s.a.v)’i Allah Teala’dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde tasdik etmek, onun haber verdiği şeylere tereddütsüz kabul edip doğruluklarına gönülden inanmaktır. Her inanan kişi neye inandığını bilir. Bu imanı besleyen ve diri tutan şey ise iradeye dayalı davranış anlamına gelen ibadetler ve Allah’ın razı olacağı amellerdir. Kuran-ı Kerim-de iman ile Salih amelin hep birlikte zikredildiğini görmekteyiz. ( İman edenler ve Salih amel işleyenler…) şeklinde pek çok ayete rastlanabilir.
İman olmadan amellerin bir kıymeti olmadığı gibi amel olmadan da imanın diri kalması mümkün değildir. Kalpta bir tasdik olarak bulunan imanın yine kendi mahiyeti gereği hayata akseden bir yönü olmalıdır. Kişinin maddi ve manevi anlamda iyi şeyle üretmesini temin etmelidir.
İman ve amelin sahih bilgiye dayanması esastır. ( Kulları içinden ancak ''limler, Allah’tan korkar) fatır,35/28- ayeti de hakiki iman ve amelin bilgiyle gerçekleşeceğine işaret etmektedir.