Bakara / 185. Ayet
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ وَمَنْ كَانَ مَر۪يضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Orucun farz kýlýndýðý ramazan ayý, insanlara hidâyet rehberi olup onlara doðru yolu gösteren ve hakký bâtýldan ayýrýcý en açýk delilleri ihtiva eden Kur'an'ýn indirildiði aydýr. Ýþte bu sebeple içinizden ramazan ayýna eriþen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadýðý oruçlarý baþka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylýk diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar sayýyý tamamlamanýz, size doðru yolu gösterdiði için Allah'ýn yüceliðini tanýmanýz ve O'na þükretmeniz içindir.

...GüL BeBeK...

Başlatan ...Tefekkür..., Eylül 14, 2009, 09:52:51 ÖS

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Eylül 14, 2009, 09:52:51 ÖS


Arap çölleri alev ateş kavruluyorduKızgın kumları yakan güneş,
katılaşan kalpleri yakamıyordu işte…

Kum taneleri kadar insaf ve izana sahip olmayan bir millet vardı bu talihsiz yarımadada…

Feryatlar yükseliyordu arzdan arşa doğru…

İnsanlık,geçirdiği amansız imtihanda sınıfta kalmıştı ki bir nur belirdi ufuklardan…

K''inat gebeydi,doğum sancıları çekiyordu…

Bu kutlu doğum,insanlığın kaybettiği vasıflara ilticasının da habercisiydi…

Titriyordu yedi gök…Sıtmaya tutulmuştu arz…

Bu nuru taşımak kolay olmayacaktı onlar için…

Alışılmışın dışında bir vuslattı bu…

Âlemlerin ''limine kavuşması…

“Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır
Bu gelen tevhid ü irfan kanudur”

sesleri muştuluyordu gelen nur çerağını…

Kimsesizlerin kimsesi,gariplerin h''misiyle müşerref oluyordu ''lemler…

On sekiz bin ''lemin Mustafa’sı yola çıkmıştı ''lem-i ervahtan…
Aylar paylaşamıyordu bu şerefli doğumu…
Rebiülevvel bir adım öndeydi bu hususta…
Kıskanıyordu diğer aylar…Keşke,keşke diyorlardı…
Takvimler bu ışık sağanağını taşımakta zorlanıyorlardı
Çok ağır bir yüktü bu,taşıyanı bahtiyar eden…
Hasta ruhların tabibi, yürek yanıklarının il''hî merhemi geliyordu tedavi için

Gökte ay ve güneş bu mübarek gelişe şahit olmak için erkenden kurulmuşlardı
dünya üzerine…
Amine’nin evinden etrafa yayılan ışık,ayın ve güneşin ziyasını gölgede bırakıyordu
Yırtıcılıkta sırtlanları geride bırakan beşerin kurtuluşunu müjdeliyordu
bu güzel ve mübarek doğum…

“Essel''mu Aleyke, ya Muhammed
Essel''mu Aleyke, ya Ahmed”

diye çınlıyordu asuman…

Adı güzel,kendi güzel Muhammed dünyaya doğru mukaddes bir yolculuğa çıkmıştı

Mil''ttı bu vahşilikte sınır tanımayan insanlık için…

Melekler adını sayıklıyordu ulu serverin…Kubbelerden taşıyordu aminler…

Kandiller yanıyordu semanın derinliklerinde…

O gelmişti bir seher vakti…Yerle sema nura gark olmuştu…
Mevcudat onunla müşerrefti artık, ilelebet payidar…
Bir yetim gelmişti dünyaya
Sevgili babasını dünya gözüyle görmek nasip olmamıştı kendisine
Ruhlar ''leminde tanışmışlardı bi iznillah…
Bereket dolmuştu muhterem validesinin istiratg''hına…
Dünyada bir kısım gariplikler yaşanır olmuştu…
Çünkü bu alel''de bir doğum değildi
Putlar tersyüz olmuştu bu gelişin heybetinden…
Küfrün kaleleri yıkılmaya mahkûmduİ
nsanlık yepyeni ve apak bir sayfa açıyordu
Yürekler arınıyordu

İnsanlığın medar-ı iftiharı olacak o gül bebek doğar doğmaz başını yere koyup
Rabbine secde etmişti

O,çocuk h''liyle secdede "Ümmetim, ümmetim" demişti
Doğuştan sünnetliydi ve göbeği de kesilmişti…
Her h''linde bir harikul''delik vardı

Yaratılanların en hayırlısı ve k''inatın efendisi,doğumuyla cihanı aydınlatmıştı

Adı güzel,kendi güzel Muhammed’i zor bir istikbal bekliyordu…
Çileli yollardan geçmeliydiBuna hazırdı zaten…
Rabbi onun ruhunu bunlara hazırlamıştı evvelden
Sevgili validesinin sütü yetmez olmuştu ona
Sütanne Halime’nin yanında geçen yıllar başlamıştı onun için…
Bolluk ve bereket,kıt kanaat geçinen Halime’nin evine taşınmıştı
Güller Muhammed’inkokusuna gıpta ediyordu
O güller ki kokularının esrarını onun mübarek tenine borçluydular

Annelerin annesi Amine’yle, gül yavrusu Medine yoluna revan olurlar…
Emelleri baba yurduna vaslolup o mübarek iklimi teneffüs etmektir
Öyle de yaparlarBabayla oğlun farlı bir ''lemde vuslatıdır bu…
Bu manzara yürekleri parçalar
Fakat asıl acıyı yolda annesi Amine’yi gencecik yaşında kara toprağa vermekle yaşar
Artık yetimliğinin yanında bir de öksüzlüğü kaldırmak zorundadır
Bundan sonra nurlu dedenin şefkat kanatları altındadır
Bize bir nefes kadar yakın ve bir gölge kadar uzak olan ölüm dedeyi de
çekip alır rûy-i zeminden…
Bu sefer de Ebu Talib yetişir yeğeninin imdadına…
Sıcak yuvasının bir parçası olur

Lat,Uzza,Menat ve bir yığın sözde mabudun önünde diz çöken gafilleri
ateşten çekip kurtarmak için irşat faaliyetlerine başlar büyük bir iştiyak ve kararlılıkla…
Sırtına vurulan nübüvvet mührünün çilesine adamıştır kendini
Acıyı bal etmek ve çileye talip olmak yüce gönüllerin işi…
Zaman onu Muhammed’ül Emin vasfıyla taçlandırmıştı

Bundan sonra derin ilmi, kültürü, zenginliği,güzelliği
ve soyu ile devrindeki kadınların en üstünü olan Hatice’yle yolu kesişen
Resulullah için yeni bir sayfa açılır
Bu izdivacın meyveleri olarak Zeynep, Rukiyye, Ümmi Gülsüm, Fatıma ve Abdullah gelir dünyaya…
Sonra canından aziz bildiği mübarek torunları Hasan ve Hüseyin…
Hiçbir şey ona Rabbiyle arasına girecek kadar tesir etmez
Maişetini hel''l yoldan temin etmek için rızkın onda dokuzu olan ticaretin içinde bulur kendini…

Bir gün “Oku! Bütün mevcudatı yaratan Rabbinin ismiyle ki;
O,insanı kan pıhtısından yarattı, Oku senin Rabbin kalemle yazmayı öğreten,
insana bilmediğini bildiren kerimlerin kerimi ve ihsan sahibidir(Alak suresi / 1-5)”
hitabıyla karşılaşınca insanlık yepyeni bir dönemece giriyordu
Risalet yıllarının habercisi olan bu kutlu hadisenin tesiri nur yüzlü Resulü yataklara düşürmüştü
Fakat insanlığın küfür bataklığına saplandığı bir demde o yatıp uyuyamazdı…

Zira bu h''lde iken il''hî ikaz hemen geliverdi:
“Ey örtülere bürünüp yatan!Kalk inz''r eyle ve Rabbini tekbir et “
(Müddessir S,1-3Ayetler)
Uzun sürecek çileli yılların başlangıcıydı bu il''hî ferman
Sonra ayetler yağmur gibi,şimşek gibi,kasırga gibi ardı ardına gelmeye başladı:
“-Sana emrolunan şeyi açıkla, baş ağrıtırcasına anlat, müşriklere aldırma”
(Hicr/94)…

Kolay değildi bu ağır yükü sırtlamak…

Onca yıllar tebliğle geçti…
Müşrikler her geçen gün şiddet ve nefret sağanağını kasırgaya dönüştürdüler
Bunun yanında nur halkası da her şeye rağmen genişliyordu
İsl''m güneşi,küfrün kara bulutlarını bertaraf ederek hakikate inanan
ve bu uğurda canlarını Hakk’a kurban eden ceng''ver müminlerin üzerine doğuyordu

Atalarının batıl itikatları üzere yaşamakta ısrar edenler,o güzeller güzeline yapmadık eza ve cefa bırakmadılar
Onu Hak yoldan döndürmek için bin dereden su getirdiler
O nihaî sözünü haykırarak söyledi:
“Bir elime güneşi,öteki elime ayı verseniz yine de bu davadan vazgeçmem”

İsl''m’a teslim olan müminlerin kanı sular seller gibi aktı
Bir zamanlar köle olan Bil''llerin yanık sesi Mekke semalarını çınlattı
Gökler açıldı Resûl için…
Rabbiyle vuslatı bir lütuftu onun için…
Müşrikler onca mucizeye rağmen küfürde ısrar ederler
Dinmek bilmeyen zulüm ve ink''r, Mekke’yi yaşanmaz h''le getirir…

Medine’ye göç etmek için yola revan olurlar
Ensar ve Muhacirler Medine’de kardeşliğin en güzel numunesini sergileyerek
İsl''m’ın çoraklaşan bahçelerini yeşertirler
Bütün zorluklara karşılık yine de söndüremezler inananların yüreklerinde yanan iman ateşini…

Her geçen gün mahzunlaşır Resulullah…
Sanki misafirdir bu yalan dünyada…
Dost halesine duyduğu aşk ve şevk gittikçe artar…

Ve bir gün davasına gönül veren ve her biri bir yıldız hükmünde olan ashabını
toplayarak onlara veda hükmündeki son sözlerini ir''d eder:

“ Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz!
Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha birleşemeyeceğim…”
Öyle de olur;o mübarek bedeni dünyayı acı ve hicrana boğarak güzeller güzeline kavuşur

O gün bugündür dünya virandır biz müminler için…
Resulün olmadığı bir dünya ıstıraptan gayri nedir ki?
Onun yüzü suyu hürmetine halk olunan k''inat,en acı demlerini yaşıyor
İnsanlığın başında kümelenen kara bulutlar,ancak onun yolundan gitmekle bertaraf edilebilir
Bil''ller ‘in okuduğu ezanlara hasret çoraklaşan yüreklerimiz…
Yoluna yeks''n olduğum gönüllerin sultanı,
bil ki bize gayri hiçbir il''ç derman olmaz senin nurundan başka
Pusulamız puslu,imanımız yara aldı pusuda…
Münzevî çığlıklar uyandırır gaflet uykusunda sabahlayan rind-i şeydayı…
Gayri gönül terazisi çekmez bu sıkleti…
Refik-i Âl''ya yükselen ruhuna binlerce sal''t ve sel''m olsun ey Resûllerin piri!
Bizi şefaatine eriştirİrademizi iradene r''m eyle ki kurtuluş bundadır
Çöller suya nasıl hasretse biz ümmetin de işte öyle sana müşt''kız…
Sözler k''fi değil sana olan aşkımızı izhar etmeye…
Duygularımın tercümanı olan ş''ir AUlvi Kurucu’nun sözleriyle sana olan aşkımı beyan ederim:

“Rûhum sana ''şık, sana hayrandır Efendim,
Bir ben değil, ''lem sana kurbandır Efendim

Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim,
Sensiz bana cennet bile hicr''ndır Efendim”

M.Nihat Malkoç
Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

DAMRAM

Ziyaretçi
Eylül 15, 2009, 12:09:53 ÖÖ
EMEGINE GÜL YÜREGINE SAGLIK CANO SAGOL COK MUHTESEM BIR YAZI

Bevadih

Ziyaretçi
Eylül 15, 2009, 01:07:43 ÖÖ
Siyer-i Nebi'yi özet geçtik yazıda...

Sık sık okunmalı diyorum...

Teşekkürler can dostum...Yerinde ve faydalı sunumların var ALLAH razı olsun.

Aşkını ihsa etsin ...

Kalbi muhabbetle...

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Eylül 15, 2009, 07:04:52 ÖS
O güzel duana Yürekten amin ecmain canım dostum.....

Bu mübarek saatlerin hürmetine ,Ya  RABB ! Bizi AÞKIN'la varettin , Aşkın'la yaşat ve AÞKIN'la yanına al...

Teşekkür ederim DAMRAM'cım ve Yüreğimin sesi,

RABBİM razı olsun....


Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

SMF 2.1.3 © 2022, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.152 saniyede 27 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017