Nisâ / 22. Ayet
وَلَا تَنْكِحُوا مَا نَكَحَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ مِنَ النِّسَٓاءِ اِلَّا مَا قَدْ سَلَفَۜ اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَمَقْتًاۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا۟

Geçmiþte olanlar bir yana, babalarýnýzýn nikâhladýðý kadýnlarla evlenmeyin. Þüphesiz bu, çok çirkin bir hayâsýzlýk, Allah'ýn gazabýný celbeden bir günah ve pek iðrenç bir yoldur!

Az da Olsa Sadaka Ver..!!!

Başlatan ...Tefekkür..., Temmuz 01, 2009, 12:21:47 ÖS

« önceki - sonraki »

...Tefekkür...

Az da Olsa Sadaka Ver




Allah Te''l'' buyuruyor:
"Âllahın kendi fazlından ihsan buyurduğu emvalde cimrilik edenler, düşkünlere mu''venetten kaçan bahiller, kendileri için hayır zannetmesinler Belki o buhl onlar için şerdir Zir'' l''yık olan mahallere sarf etmekten esirgediği malı başına bel'' olacaktır Yarın mahşerde kıyamet gününde malları l''le (toka) olarak boyunlarına takılır Halbuki göklerin ve yerin mir''sı, Cen''b-ı Allah'ındır Ve Allah Te''l'' sizin amellerinizi bilir" (Al-i İmr''n: 180)


Keza:
"Kim cimrilik ederse ancak kendi nefsine cimrilik etmiş olur"(Muhammed sûresi: 38) buyurulmuştur
Esm'' bint-i Ebi Bekir -radıyallahu anh'''dan Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu dediği riv''yet edilmiştir:
"Ey Esm''! Kesenin ağzını boğma! Allah da sana nasîbini ims''k eder"Bir riv''yette: Malını sayıp zabtetme Allah da sana ni'metlerini sayıp esirger Bir riv''yette Sakın çömlekde para saklama Sonra Allah da sana senden imsak eder Ey Esm'' gücün yettiği kadar az olsa da sadaka ver, buyurmuştur Zir'' saklamak tûl-i emel ve buhl al''metidir



Ebû Hüreyre -radıyallahu anh'dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğu riv''yet edilmiştir:
Bahil ile infak eden cömerdin örneği şu iki kimsenin misali gibidir ki, bunların arkalarında göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar vücudunu kaplayan demirden cübbeler vardır


Bunlardan münfik, cömerd olan sadaka verir vermez o demir zırh o kimsenin bedeni üzerinde genişler Aşağı doğru uzar Vücudunu tamamiyle kaplar Hatta ayaklarının parmaklarını örter Hatta zırhın (zeyli) ucları yerde sürünüp sadaka veren kimsenin ayak izlerini örter


Bahile gelince: O hiç sadaka vermek istemez Derhal o zırhın bütün halkaları vücudunun her tarafını şiddetle sıkar Bahil de bu sıkan zırhı genişletmeğe çalışır, fakat muktedir olamaz
Bu hadis-i şerifle; sahî ve bahilin rûhi halleri beliğ bir misal ile tasvir buyurulmuştur


Sahî olan kimse, sıkıntı içinde olan bir fakirin ihtiyacına, yardımına koşmakla gönlünde bir inşirah, kalbinde bir ferah, bir inbisat husule gelir ki bu inbisat vücudunun her tarafını istil'' eder


Bahil olan kimse, düşkün fakirlere karşı katı yürek ve merhametsizliğine binaen yardımda bulunamadığından kalbinde bir ıztırab ve bir sıkıntı hisseder Kalbinin bu üzüntüsü de başından ayağa kadar cismini istil'' eder Bir fakire muavenet edip de gönlünü azab ve ıztırabdan kurtarmağa muvaffak olamaz


Ebû Mes'ud el-Ensarî -radıyallahu anh- demiştir ki: Sadaka yani, "zenginlerin malından sadaka al!" (Tevbe sûresi 103) ''yeti n''zil olup da Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka ile emrettiği sıralarda sadaka vermeye kudreti olmayan her hangi birimiz çarşıya gider arkasında ücretle yük çekerek -yani hammallık ederek- iki avuç hurma kazanır ve kazancından sadaka verirdi Bugün ise bunlardan bazılarının yüzbinlerle serveti vardır


Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashabını sadaka ve zek''t vermeğe teşvik buyurunca Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh- m''lik olduğu sekizbin dirhem servetinin yarısını, dörtbin dirhemini tasadduk etmiştir Ve: "Ya Resûlallah! Servetimin nısfını işte getirip Cen''b-ı Hakk'a ikraz ediyorum O bir yarısını bir ''ileme koydum" demiştir


Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de du'' buyurup: "Verdiğin ile alıkoyduğun malına Allah Te''l'' bereket versin" demiştir Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu duası hürmetine Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh-'ın malında geniş bir feyiz ve bereket h''sıl olmuştur İrtihalinde büyük bir servet ''ilesine kalmıştır


Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den şöyle riv''yet olunmuştur:
Bir kere Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- huzuruna bir kimse (Ebû Zer) geldi "Ya Resûlallah! Ecir ve sevab cihetiyle hangi sadaka büyüktür?" diye sordu Buyurdular ki:


"Sevabı büyük sadaka! Senin sahih, son derece bahil olduğun halde fakrdan korkar ve zenginlikden hoşlanır bulunduğun halde, verdiğin sadakadır Can boğaza gelip de bu malım fil''n içindir, şu malım fil''n içindir deyene kadar, o zamana gelinceye kadar bekleyip de sadakanı te'hir etme! Zir'' malının sülüsünden fazlası versenindir Ancak malının sülüsünden vasıyeti mû'teberdir
"Zek''tınızı vermekle malınızı muhafaza, fukaraya tasadduk ile hastalarınızı tedavi dua ve tazarrû' ile bel'' ve musîbeti redd ediniz"
(Mahmud S''mi Ramazanoğlu) (Mus''habe - 3 s 126 - 129)

Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...