Bakara / 185. Ayet
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ وَمَنْ كَانَ مَر۪يضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Orucun farz kýlýndýðý ramazan ayý, insanlara hidâyet rehberi olup onlara doðru yolu gösteren ve hakký bâtýldan ayýrýcý en açýk delilleri ihtiva eden Kur'an'ýn indirildiði aydýr. Ýþte bu sebeple içinizden ramazan ayýna eriþen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadýðý oruçlarý baþka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylýk diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar sayýyý tamamlamanýz, size doðru yolu gösterdiði için Allah'ýn yüceliðini tanýmanýz ve O'na þükretmeniz içindir.

CuMA'nız MübaReK/3

Başlatan MiM, Şubat 13, 2009, 12:47:12 ÖÖ

MiM

ADMiN
11,903
Şubat 13, 2009, 12:47:12 ÖÖ





sevgili kardeşlerim,

bu üçüncü cuma sohbetimiz günahlardan korunma üzerine olmasını arzu ettim. Geçmiş devirlerde insanlarla günahlar arasında aşılması güç duvarlar örülmüş, toplumu tehdit eden kötülükler böylece bir çember içine hapsedilmişti.

Bu yüzden insanlar günün her saatinde günahlarla yüz yüze, göz göze gelmiyor; kalplerinde, gönüllerinde kötü duygular filizlenmiyordu. Tertemiz bir kalp ve gönülle günlük hayatını rahatça sürdürüp gidiyordu.

Zaman içinde durumlar değişmiş, günahlarla insanların arasındaki duvarlar yıkılmış, artık insanlar günün her saatinde günahlarla yüz yüze, göz göze yaşamak zorunda kalmıştır. Hatta toplumun günahlara karşı tepkisi de sıfırlanmış, böylece kötülüklerden koruyacak başka bir engel de kalmamıştır.

Günah nedir? Günah ruhumuzu hastalandırıp Allah’ı göremeyecek (veya görmenin netliğini azaltacak) hale getiren amellerdir. Ruhani yolculuğu zorlaştıran, engelli hale getiren amellerdir.

Böyle amellerden bazıları maddi olup bazıları da ruhanidir. Maddi olanların birçoğunun zararı açıktır, ortadadır. Örneğin yalan söylemek, adam öldürmek vs.

İslamiyet “günah oluştuktan sonra tedavi yöntemi nedir?” sorusundan önce “günahın hiç oluşmaması için ne yapabiliriz?” sorusunu gündeme getirmiştir. Hiç şüphe yoktur ki bu sorunun cevabı günah sıkıntısından kurtulmak için bir anahtar gibidir. Kumaş kirlendikten sonra onu yıkamaktansa hiç kirletmemek mümkünse bu daha iyi değil mi? Muhakkak ki en önemli ve güzel başlangıç noktası budur.

Dolayısıyla görüyoruz ki İslamiyet diğer dinler gibi sadece oluşmuş olan günahı yok etmenin yöntemlerini değil, hiç oluşturmamaya yönelik tavsiyeler de beyan etmiştir. Ama ne yazıktır ki Kuran-ı Kerim ilgimizi bu noktaya çevirmesine rağmen ve bazı evliyaların da bu konuya dikkat çekmelerine rağmen ümmet ve kavim olarak Müslümanlar bunu pek önemsememişlerdir. Günahın tohumlarının reşit olma yaşından çok önce atıldığını tamamen göz ardı etmişlerdir.

İnsanlar “falanca kişi şimdi günahı işleyecek” deyince aslında bu cümlenin gerçek anlamı “içine çok önce atılmış olan günah tohumu şimdi büyüyüp bir ağaç olmuştur. Artık kendisini göstermeye hazırdır” şeklindedir. Tohum olmadan ağaç olur mu?  Kesinlikle hayır. Eğer reşit olmadan önce gizli günah kabiliyeti olmasaydı birden bire nereden oluşurdu? Gerçek şudur ki her tür günah aslında çocukluk döneminin sonucudur. Her tür kötülük ergenlik çağından önce insanın kalbinde yerleşir, yeşerir. Hatta bazı durumlarda bazı kötülükler doğumdan önce bile yerleşirler. Ergenlik çağına geldikten sonra ulemaların “şimdi bunu günahtan kurtar” demesi abestir.

Bu aşamada o artık tamamen şeytanın pençesindedir. Ben “her tür günaha karışmıştır” demiyorum. Günahın kabiliyeti ve onlara yenik düşmenin meyli oluşmuştur diyorum. Anlattığım gibi tüm ahlaklar maddenin bazı özelliklerinden oluşurlar. Bunların dengesi küçük yaşta bozulursa çocuk son derece masum durmasına rağmen, günah işlemenin tüm kabiliyetlerini barındırıyor olacaktır. Bir düşününüz; günah nereden geliyor? Genetik yollar da yollardan birisi değil mi? Belli konularda belli özellikleri olan kavimlerin evlatları da aynı özellikleri taşır. Nesiller boyunca korkak davranan bir kavime cesaret eğitimi verilse bile zor anlarda korkaklık gösterecektir. Ya da en azından cesur kavimler gibi davranamayacaktır. Islahı mümkün olsa da genetik etkilerin varlığı şüphesizdir.Sonra hırs, öfke, korku, sevgi, arzular, bunların hepsi günahı doğuran şeylerdir. Þimdi bir inceleyin.

Bahsedilen konuların hepsi çocukken öğrenilir. Önemsenmeyecek kadar küçük hatta şirin gibi görünen hareketlerinin arkasında tüm bunlar yer almıyor mu? Anne baba “çocuktur, yapar” derler ama en derin etkiler ve izlenimler çocukluk dönemine ait olmazlar mı? Birisinin malını alıp götüren birisi eğer çocukken nefsine hakim olma konusunda eğitilseydi bunu yapar mıydı? Cihat için giden birisi savaş meydanından korkarak kaçarsa “ne alçak birisidir” deriz ama bir düşünün; onu oradan kaçırtan çocukluk döneminde annesi tarafından ona anlatılan ve korkaklık yaratan hik''yeler değil mi? Öfke de aynı şekildedir.

Anne baba dikkat etmezler ve çocuk büyüyünce kavgacı oluverir, her şeyde ses tonunu yükseltir. Sonra günah irade gücünün zayıflığından da oluşur. Peki, bunun bir sebebi yok mudur? İnsan neden sürekli “bu sefer yapacağım” desin ama kısa süre sonra vazgeçsin, bir şeyi başaramasın? Bu irade eksikliği bir günün ürünü değildir. Bilin ki bu da çocukluk döneminin bir mirasıdır. Olmasaydı neden tüm iyi niyetine rağmen bir türlü yapamaz olurdu? Eğer çocukluk döneminin terbiyesi eksik olmasaydı büyüyünce sadece “şunu yapma, bu iyi değildir” demesi yeterli olacaktı. Bunu duyan genç söylenen şeyi yapmayacaktı. “Bu da iyidir, bunu yap” deyince de doğrudan yapacaktı.Þimdi de çocuklarda oluşan bu eksikliklerin ilacını anlatayım.

İlk günah kapısını açan çocuğun doğumundan önceki dönemlerde anne babanın düşünceleridir. Her şey den önce bu kapının kapanması gerekir. Bu sebepten çocuklarının iyiliği için anne baba düşüncelerini pak ve tertemiz hale getirmek zorundadırlar. Bunu sürekli yapamıyorlarsa en azından İslamiyet’in sunduğu ilaçtan faydalansınlar ki evlatları bir yere kadar korunmuş olsun.

"Hepiniz çobansınız ve mesuliyetiniz altında olanlardan sorumlusunuz. Baba eşinin ve çocuklarının çobanıdır ve onlardan sorumludur…" (Sahihi Müslim, c. 3 hadis 1459)

Yüce Rabbimiz temiz bir toplumun nasıl olması gerektiği noktasında esaslarını Yüce kitabımız Kur’an da bildirmiş. Resulü de onları sözleriyle tek, tek izah ederek ümmetine nakletmiştir.

Muhakkak temiz bir toplum, temiz ailelerden meydana gelir. Temiz bir ailenin nasıl kurulacağını Hz Peygamber efendimiz şu sözleriyle izah etmiştir. “Baba yaşlandığı zaman nasıl çocukları üzerinde hakkı varsa, çocukların da babaları üzerinde muhakkak ki hakları vardır. (Buhari, Edebül Müfret, 94)

Çocukların babaları üzerindeki en önemli hakkı, şüphesiz çocuklarına seçeceği annedir. Niçin? Çünkü anne çocuğu karnında taşır, emzirir ve terbiye eder.

Geleceğimizin teminatı yavrularımızın, ilk tohumu anne karnında başlar. Çocuk anne ve babadan aldığı genlerle, ilk kişiliğini oluşturmaya başlar...

değerli kardeşlerim, hülasa bütün mes'ele hep işin temeline gidiyor ve her mü'min bu fani alemdeki hayat macerasının temelini çok sağlam temeller üzerine inşa etmekle sorumludur...

Rabbim cümlemizi, cümle ümmet-i Muhammed'i bu bilinç ve sorumluluk duygusu ile hemhal eylesin. ve cümle fussilet ailesinin, dostlarının cuma'sı mübarek olsun, aziz kardeşlerim. var edene emanet olun, sevgi ve muhabbetle kalın...




Büyük velilerden Þakik Belhi bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin şakır şakır oynadığına şahit oldu.
Yanına yaklaştı ve sordu:
"Herkes kıtlıkla, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun?"
Köle cevap verdi:
"Herkesten bana ne? Benim için bir tehlike söz konusu değil. Benim efendimin 7-8 tane köyü var, her ihtiyacımız o köylerden sağlanıyor."
Bu açıklama Þakik'i adeta bir şamar gibi sarstı. Çünkü kendisi de kıtlıktan dolayı endişe içindeydi. Ama köle onu uyandırdı ve kendi kendine şöyle dedi.
"Hey Þakik, kendine gel! Þu köle nihayet bir insan olan efendisine bunca güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Sen ki bütün canlıların rızkını garanti eden Allah'a inanıyor, tevekkül ediyorsun. Bu nice tevekküldür ki rızık endişesi içindesin?"







Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

namütenahi

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 01:13:12 ÖÖ
ALLAH razı OLsun Hocam Cuma Larımız bereketini artırdı nasihatleriniz ile,
inşAllah gereken dersi almışızdır kendi adıma ....  :(

namütenahi ÞükranLarımı ve Hürmetlerimi arz ederim Hocam ...









* SONSUZ SELAM OLSUN HEPİNİZE *

mis@fir

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 01:50:22 ÖÖ


amin amin amin..

saolun,Allah c.c razi olsun abicigim..

hayirli bereketli cumalar insaAllah..

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.

MiM

ADMiN
11,903
Şubat 13, 2009, 08:08:56 ÖÖ
eyvallah, sevgili namutenahi ve misafir... ben de sizlere teşekkür ediyorum. Rabbim sizlerden de ebeden razı olsun inşaallah.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

senarist081

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 08:30:16 ÖÖ
Hocam bu bölümü bugün farkedebildim hakkınızı helal edin lütfen.Ben de bundan böyle takipçisiyim hatta tiryakisiyim bu bölümün.Allah C.C. razı olsun

DAMRAM

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 08:53:26 ÖÖ
allah razı olsun hocam emegınıze güzel yüregınıze saglık

Mercan

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 09:18:35 ÖÖ
Mİm Hocam Allah razı olsun ..Yine çok güzel bir sohbet olmuş..

SUNFLOWERS

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 09:31:19 ÖÖ
Güzeldi MiM hocam emeğinize sağlık..
Hakkınızı helal edin..

MiM

ADMiN
11,903
Şubat 13, 2009, 09:57:11 ÖÖ
Rabbim sizlerden de razı olsun... çok büyük emeklerle... ve saatlerce süren çok yoğun bir uğraşı, emek ve beyin fırtınasıyla meydana getirebildiğim çalışma oluyor. sizlerin yüreklendirici desteği olmasa, inanın yapamam... Rabbim sizlerden razı olsun...

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

samimi

Ziyaretçi
Şubat 13, 2009, 10:11:32 ÖÖ
Allah c.c razı olsun

MiM

ADMiN
11,903
Şubat 13, 2009, 02:02:12 ÖS
amin, ecmain...

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

liprade

ADMiN
8,616
Şubat 27, 2009, 09:14:35 ÖÖ
"Hey Þakik, kendine gel! Þu köle nihayet bir insan olan efendisine bunca güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Sen ki bütün canlıların rızkını garanti eden Allah'a inanıyor, tevekkül ediyorsun. Bu nice tevekküldür ki rızık endişesi içindesin?"


Okuduğum an, cevap yazmayı unutmuşum...  :)

Üstteki alıntıyı ilk duyduğumda O'na olan inancım, güvenim aklıma geldi ve  hicap duydum... Hatta dün bir konuşma geçti halamla aramda... Bir işe girerken mevkice yüksek biri varsa içimiz rahat olur... Çünkü ona çok güveniriz ve işimize kesin olur gözüyle bakarız... Peki ya O'na ne kadar güveniriz..? Çok nankörüz...

İnsanlardan medet umanlardan olmamak ümidiyle...

Allah c.c razı olsun... Yine çok fadalı bir içerik sundunuz... Emeğinize sağlık...

*Gecikme için kusuruma bakmayın, olur mu..?  :)



"Cehalet hýyar olmuþ gidiyor son sürat/  Enkaz-ý beþer koþuyor elde tuzluk alýk surat"

MiM

ADMiN
11,903
Mart 30, 2011, 10:27:33 ÖS
eyvallah sevgili liprade, teşekkür ederim abisi.
bak gördün mü, gecikmeye gecikmeyle karşılık!
hemi de senin gecikmenin karekökü kadar bir zaman aralığıyla! :)

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

SMF 2.1.4 © 2023, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.158 saniyede 28 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017