Nisâ / 22. Ayet
وَلَا تَنْكِحُوا مَا نَكَحَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ مِنَ النِّسَٓاءِ اِلَّا مَا قَدْ سَلَفَۜ اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَمَقْتًاۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا۟

Geçmiþte olanlar bir yana, babalarýnýzýn nikâhladýðý kadýnlarla evlenmeyin. Þüphesiz bu, çok çirkin bir hayâsýzlýk, Allah'ýn gazabýný celbeden bir günah ve pek iðrenç bir yoldur!

CuMA notLaRı/10

Başlatan MiM, Mayıs 08, 2009, 12:52:44 ÖÖ

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 08, 2009, 12:52:44 ÖÖ
[IMG]http://img10.imageshack.us/img10/8854/41675755.jpg[/img]

[IMG]http://img21.imageshack.us/img21/6606/sampb6d75547f5ec4385.jpg[/img]

Büyük velilerden Şakik Belhi bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin şakır şakır oynadığına şahit oldu.
Yanına yaklaştı ve sordu:
"Herkes kıtlıkla, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun?"
Köle cevap verdi:
"Herkesten bana ne? Benim için bir tehlike söz konusu değil. Benim efendimin 7-8 tane köyü var, her ihtiyacımız o köylerden sağlanıyor."
Bu açıklama Şakik'i adeta bir şamar gibi sarstı. Çünkü kendisi de kıtlıktan dolayı endişe içindeydi. Ama köle onu uyandırdı ve kendi kendine şöyle dedi.
Hey Şakik, kendine gel! Şu köle nihayet bir insan olan efendisine bunca güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Sen ki bütün canlıların rızkını garanti eden Allah'a inanıyor, tevekkül ediyorsun. Bu nice tevekküldür ki rızık endişesi içindesin?"


bölüm/2
[IMG]http://img154.imageshack.us/img154/2756/pur9960b31a213f0af8.gif[/img]
[IMG]http://img135.imageshack.us/img135/1417/3333xzj.jpg[/img]
Ve içeriye doğru kalabalıkları yara yara ağır ağır ilerliyorsunuz... Rivayet olunur ki, Kabeyi ilk gördüğnüzde ettiğiniz dua kabul edilir. Bu yüzdendirki, Kabenin görülebileceği yere varmadan önce hacıya -umreciye- tembih ediyoruz. "Gözlerinizi kapayın ve sakın biz size deyinceye kadar gözlerinizi açmayın" ve Kabeyi henüz görmeden önce onlara dua yaptırıyoruz... "Ya Rabbi, senin beytinde yapacağımız dualarımızı kabul eyle... Dünyamızı ve ahiretimizi aziz ve güzel eyle... Şu an içinde bulunduğumuz aşk halini son nefesimizde de bize nasip eyle...." Bu minval üzre duamızı yaptıktan sonra... 'Açın gözlerinizi' diyoruz...

Ve açıyorlar... O an'ın kelimelerle tarifi yok... Aczimi bağışlayın. Sadece, gözyaşlarının hıçkırıklarla boşalan bir rahmet sağanağı gibi geçmişin kirlerini adeta yıkayıp temizleyecek kadar samimiyetle boşandığını hissediyorsunuz. Bugüne kadar hep resimlerde gördüğümüz ruhlarda esrarengiz bir muamma olan görüntü artık gerçektir... Ve bir ok mesafesinden daha yakındır; bir ömür kendisine yöneldiğimiz kıblemiz, kabemiz. Onu seyretmek ne müthiş bir zevk ya Rabbi... İnsana nasıl da büyük bir huşu veriyor öyle... Adeta iliklerinize kadar titrer bir vaziyettesiniz...

Ve bu yoğun duygu selinin arkasından toplu halde ve görevli eşliğinde Hacerü-l Esved köşesine doğru ilk umre tavafınızı yapmak üzere ilerliyorsunuz... Ve yeşil ışık hizasından niyyetinizin akabinde 'bismillahi Allahu ekber' diyerek dönmeye -tavaf- başlıyorsunuz... Şayet ilk kez giden birisiyseniz, HacerÜ-l Esved köşesinin çok yoğun ve adeta büyük bir itiş-kakış yaşandığını görerek 'neler oluyor?' acaba diye şaşırabilirsiniz. Rabb-i Teala tarafından cennet'ten yeryüzüne, insanlığa armağan edilen bu sembol taşı öpebilme yarışıdır bu... İnanılır ki, cennetten yeryüzüne ilk gönderildiğinde kağıt gibi bembeyaz olan bu taş, bilahare onu sürekli öpen insanların günahlarıyla kirlenmiş ve sipsiyap hale bürünmüştür... Size şunu söylemek isterim, Rabbim tam dört kez bu fakiri orada bulunma şerefi ile şerefyab kıldığı halde o mübarek taşı öpebilmek nasip olmadı. Tam 24 saat boyunca orada hiç boşluk göremezsiniz... Oraya girebilmek için büyük fedakarlıkları göze almalı, sağlığınızı dahi riske etmek durumunda kalmalısınız. Yetmez, nicelerini itip kalkmak, erkekseniz kadınlarla, yahut kadınsanız nice erkeklerle o an için itiş-kakış içinde olmak gerçekten de çok nahoş bir durum ortaya çıkarmaktadır. O kadar istediğim, arzu ettiğim... Hatta, hasretiyle yanıp tutuştuğum o mübarek taşı görebilme, öpebilme hayalimi bu yüzden hiçbir zaman gerçekleştirebilme imkanına kavuşamadım. Hz. Ömer'in (ra) bu manzarayı gördüğünde "ey taş, eğer Allah Resulunun seni öptüğünü görmemiş olaydım seni oradan çıkarır ve atardım" dediği rivayet edilir.

İşte bu minval üzre dönerken yanınızdakilerin birçoğunun kaybolduğunu farkedersiniz. Çünkü bu mahşeri kalabalık içinde öyle rahat yürüyebilmek adeta muhaldir. Hele bir de -hassaten nijeryalı ya da iranlı- bir grup yanınızdan geçmişse kopmamak, aynı birlik içinde yürüyebilmek imkansız hale gelir. Bu yüzdendirki, kabeye ilk girdiğizde şayet eşiniz veya bir yakınınız sizinle beraber ve ondan asla ayrılmak, kopmak istemiyorsanız Kabe içinde mevcut birçok sembol veya işaretten birini belirliyor ve tavafı bitirenin oraya gitmesini kararlaştırıyorsunuz. Din görevlileri bu hususu özellikle mutlaka hatırlatırlar... Şayet bütün bu tedbirlere rağmen yine de kaybolduysanız korkmayın... Mutlaka ülkemizden bir din görevlisi göreceksinizdir. Onu eğer hacda iseniz, özellikle giydirilmiş olan özel tip elbisesinden, kılık kıyafetinden tanırsınız. O size mutlaka yardımcı olacaktır... Bu sebeple gitmeden evvel size verilmiş olan yaka kartlarınızı mutlaka boğazınızda taşımayı ihmal etmemelisiniz; çünkü bütün kimlik bilgileriniz ve otel adres ve telefonları orada yazmaktadır.

Şayet erkekseniz ve bu sizin ilk tavafınız ise, ilk üç şavt içinde 'ıztıba' yapmalısınız. yani... Sağ omuzunuzu açıkta bırakmalı ve gösterişli yürümelisiniz. Dördüncü şavt'a başlarken omuzunuzu kapatırsınız. Bu durum sadece sonunda sa'y olan umre tavafları için geçerlidir. Yani ihramlı iken yapılan bir uygulamadır bu...

Her dönüşünüzde hacerü-l esved köşesine gelince yeniden selamlar ve diğer şavta girmiş olursunuz. Tavafa başladığınızda telbiye de sona ermiştir artık. Bol bol dua etmelisiniz, tavafınız süresince... Her ne kadar size verilen kitapta yazılı olan standart tavaf dualarını okuyabilsenizde size tavsiyem, en makbul olanını yani içten, taa yüreğinizin içinden gelen duaları göndermelisiniz etrafında döndüğünüz kabenin sahibine...

Ve tabiiki böylesi mahşeri bir kalabalık içinde bazılarının size sıkıntı verecek şekilde yürüdüğünü, size belkide tosladığını görürsünüz ve işte tam da o an... Şeytanın ruhunuzda nasıl da bir tazyik fırtınası kopardığını belkide farkedemeyebilirsiniz. Ve... Vitesten çıkmanız işten bile değildir. Sakın! o an kabe huzurunda olduğunuzu asla aklınızdan çıkarmayın. O toprakların sıkıntı demek olduğunu da... Ve bir sınav ile karşı karşıya olduğunuzu da elbette... dönüş yolunda "keşke böyle davranmamış olaydım" diyebileceğiniz bir hatadan korunmak için kendinizi sürekli frenleyecek bir otokontrol mekanizması geliştirmelisiniz. Hiç unutmuyorum, bir defasında yaşlı bir hacı karısından ayrı düşmemek için öylesine sıkı sıkıya yapışmışki sormayın gitsin! ama gelin görünki yandan gelen nijeryalı bir grup adeta buldozer gibi ortalığı kasıp kavurduğu bir halde nineyi koparıp yaşlı ihtiyardan ayırdılar... Bizim ihtiyar o an frenleri patlamış bir küheylana döndü adeta... Öyle bir hiddet bürüdüki herşeyi unuttu adeta... ağzını açtı ve "ulan sizin ananızı avradı..." Sözünü tamamlayamadan elimi ağzına tuttum ve "sakın! dedim, sakın ha... Bak, kabenin yanındayız... Allahtan kork ve müeddep ol. korkma ben senin nineni bulurum birazdan" zor sakinleştirmiştim bizim ihtiyarı...

Tam yedi şavt tamamladıktan sonra... Tavaftan çıkar ve uygun bir yer bulup iki rekat tavaf namazını kılarsınız. Ve artık işin tavaf kısmı bitmiştir. Hemen her yere konmuş olan zemzem bidonlarından kana kana zemzem içer ve oradan da yeşil ışık hizasından geçerek safa tepesine doğru yol almağa başlarsınız... Sıra artık sa'y kısmına gelmiştir.

Haftaya sa'yin hem hikayesini, hem de yapılışını anlatmaya çalışacağım inşaallah.


Önemli not: Şimdi siz bana "yav hocam, siz genelde hep olumsuz şeyler yazdınız, zorluklardan bahsettiniz. İyi ama bu biraz hani oraları, insanları kötülemek gibi olmadı mı?" ben size olanı, olacak olanı anlatmaya çalıştım. Gidecek olanlar bunları bilmelidir. Hac için hep sürekli olarak "sabır" denmesinin nedeni de budur işte. İnsana sabır eğitimi veren bir okul gibidir hac. Kıyamet günü diriltildiğinizde çekeceğiniz sıkıntıların ufak bir provası ve alıştırması olarak düşünebilirsiniz. Bir de şurası var... İnsan ne kadar sıkıntı çekerse onun hazzı ve hatırası da o kadar büyük ve kalıcı olur. Dikkat edin bir insanın hayatında hiç unutamadığı iki büyük hatırası vardır... Askerlik ve hac... Çünkü ikisi de zor ve sıkıntılı olduğu içindir. Bir işte ne kadar büyük bir sıkıntı çeker ve yaşarsanız o kadar sizin olur ve o nispette unutulmaz bir hatıra olarak yad edilmeye layık olur. Kolay olan şeylerin çok çabuk unutulduğunu ve bir kaç günden sonra hiç hatırlanmadığını unutmayın.
[IMG]http://img13.imageshack.us/img13/6021/38595667f83605837446f7d.jpg[/img]
[IMG]http://img10.imageshack.us/img10/5885/ef2877d24ecbfd6756aebfe.jpg[/img]


Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

Resulehasret

Ziyaretçi
Mayıs 08, 2009, 01:33:13 ÖÖ
  Allah sizden razı olsun hocam.. Þevk verici üslubunuzla o kutsal ve güzel yerleri okudukça içim, içime sığmaz bir hal alıyor. Haftayı'da dört gözle bekliyorum inşaallah hocam.

  Hocam yalnız aklıma birşey takıldı.. Zemzem su bidonlarını hemen her yerde bulabilirsiniz demişsiniz ya... Bunları oradaki esnaf mı satıyor, yoksa sebil'midir hocam? Hem bidon içindeyse su, onun zemzem suyu olduğuna nasıl kanaat getirilebilir? Gerçi zemzem suyunu içince bile farklılığını anlıyabiliyoruz... Ama o suların zemzem olduğunu anlamak için başka bir yöntem veya kalben mütmain edecek bir durum varmıdır acep hocam?

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 08, 2009, 07:46:58 ÖÖ
Alıntı yapılan: Resulehasret - Mayıs 08, 2009, 01:33:13 ÖÖ
 
  Hocam yalnız aklıma birşey takıldı.. Zemzem su bidonlarını hemen her yerde bulabilirsiniz demişsiniz ya... Bunları oradaki esnaf mı satıyor, yoksa sebil'midir hocam? Hem bidon içindeyse su, onun zemzem suyu olduğuna nasıl kanaat getirilebilir? Gerçi zemzem suyunu içince bile farklılığını anlıyabiliyoruz... Ama o suların zemzem olduğunu anlamak için başka bir yöntem veya kalben mütmain edecek bir durum varmıdır acep hocam?

Yok Hasan'ım, zemzem asla parayla satılmaz. Sebildir. Ve her yere konmuştur. Kabenin idaresini yürüten bir vakıf vardır. O vakfın elemanları zemzem suyunu sürekli olarak yenilerler. Çünkü milyonlarca insan o sıcakta sürekli içince çabuk bitiyor. Zemzemden başka bir su konulması asla mümkün değildir hasanım. Bu tür sahtekarlıklar orada olmaz. Zaten zemzemden başka bir suyun konması mümkün de değil hani. Çünkü zemzem orada ve tabii olarak çıkan bir su. Halbuki başka su konacak olsa, o da deniz suyunun arıtılarak çok pahalıya elde edilen bu suyu koymuş olması da hem ekonomik olarak hem de mantıksal olarakta mümkün değil. Yani kesinlikle şüphe edilebilecek bir durum söz konusu değil. Merak etme! bir de bu bidonlar öyle bizdeki bidonlar gibi değil. Hani bizde bilirsin, 20 kg.lık yağlı boya kutuları var ya, yuvarlak ve silindirik biçimli... Aynı onların ebatında ve soğutucu özelliği olan krem renginde su kabları diyelim. Bunlardan muhtelif yerlere belirli aralıklarla 5'er adet yanyana dizerler. 4 tanesi soğuk buz gibidir, 1 tanesi de tabii normal halindedir, yani sıcak sayılabilir. Hangisinden istersen ondan içebilirsin. Bardaklar da hani şu bizdeki hijyenik plastik bardaklar var ya onlardan konur, ve bir içilen bardakla bir daha içilmez, orada özel yapılmış kısma konur, yan tarafta sürekli yenileri konan bardaklardan birini alır rahatlıkla afiyetle içersin abim...

Teşekkür ediyorum Hasan'ım, Rabbim yerinde içmeyi nasip eylesin inşaallah.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

Mercan

Ziyaretçi
Mayıs 08, 2009, 11:38:40 ÖÖ
MİM hocam sizin umre yazılarınızda Kabeyi görme anınızı anlatırken şu küçük kıssa aklıma geldi...

Babası hacca gidecektir”

Baba nereye gideceksin?’

‘Oğlum Allah’ın evini görmeye gidecem yavrum

”Peki baba orası güzel mi?

Evet yavrum orası dünyanın en güzel yeri yavrum orayı görmek herkese nasib olmaz çok dua etmek gerekir!”

Baba ben de gelebilir miyim?Ben de Allah’ı görmek istiyorum!

Olur mu yavrum?sen daha küçüksün!

Çoçuk çok ısrar eder.Israrlara dayanamaz baba ve oğlunu da götürmeye karar verir.

Baba Allah’ın evini(Kabeyi)çoçuk ise Allah’ı görme umuduyla yola çıkarlar yol boyunca çoçuk Allah’ı görecem görecem diye sevincini izhar eder

Ve en son varırlar O mübarek topraklara

Baba:”işte yavrum: Allah’ın evi burası”

çoçuk:baba Allah’ı gördüm”der ve yere düşer

Baba Allah’ın evini görmek istemiştir ve görmüştür

Ama çoçuk Allah’ın cemalini görmek istemiştir ve görmüştür

O aşk ile can vermiştir

Ya rabbi Cennetini istemeye yüzümüz yok Cemalin ile müşerref kıl!!!


Amin.

Önümüzdeki cumayıda dört gözle bekliyorum...
Allah razı olsun MİM hocam...

liprade

ADMiN
8,616
Mayıs 08, 2009, 12:28:33 ÖS
Mim hocam, bu ne müthiş bir aşktır ki yazarken adeta yaşıyorsunuz ve bunu bize de yansıtabiliyorsunuz şu sanal dünyadan...

Allah c.c razı olsun hocam...

Okurken etkilenmemek için kara taş olmak lazım galiba...


Sanal = Her türlü rezalet ... Bu eşitliği bozmaya vesile olan değerli şahsiyet Mim hocamız, Rabbim size her iki cihanda ali ali dereceler nasip eylesin inşallah...

Amin...


*Mercan, eklentiniz tüylerimi diken diken yaptı, ürperdim... Allah c.c razı olsun...



"Cehalet hýyar olmuþ gidiyor son sürat/  Enkaz-ý beþer koþuyor elde tuzluk alýk surat"

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 08, 2009, 02:19:17 ÖS
Alıntı yapılan: Mercan - Mayıs 08, 2009, 11:38:40 ÖÖ

Baba Allah’ın evini görmek istemiştir ve görmüştür
Ama çoçuk Allah’ın cemalini görmek istemiştir ve görmüştür
O aşk ile can vermiştir

sevgili mercan, yüreğine sağlık ablam... harika bir katkıydı anlattığın anekdot. benimde tıpkı sevgili liprade gibi tüylerim diken diken oldu. Rabbim cümlemize cemalini görmeyi müyesser kılsın.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 08, 2009, 02:25:04 ÖS
Alıntı yapılan: liprade - Mayıs 08, 2009, 12:28:33 ÖS

Allah c.c razı olsun hocam...
Okurken etkilenmemek için kara taş olmak lazım galiba...

Rabbim senden de razı olsun sevgili liprade... asıl güzellik sizin yüreklerinizde... binler teşekkür abim, Rabbim sevdiklerine kavuşanlardan eylesin.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

Mercan

Ziyaretçi
Mayıs 08, 2009, 02:53:31 ÖS
Alıntı yapılan: MiM - Mayıs 08, 2009, 02:19:17 ÖS
Alıntı yapılan: Mercan - Mayıs 08, 2009, 11:38:40 ÖÖ

Baba Allah’ın evini görmek istemiştir ve görmüştür
Ama çoçuk Allah’ın cemalini görmek istemiştir ve görmüştür
O aşk ile can vermiştir

sevgili mercan, yüreğine sağlık ablam... harika bir katkıydı anlattığın anekdot. benimde tıpkı sevgili liprade gibi tüylerim diken diken oldu. Rabbim cümlemize cemalini görmeyi müyesser kılsın.
Amin! İnşaALLAH...
Ne zaman Kabe ile ilgili  birşey dinlesem bu kıssa aklıma geliyor...

Resulehasret

Ziyaretçi
Mayıs 08, 2009, 03:02:38 ÖS
  Hocam çok teşekkür ederim açıklamanız için. Duanıza gönülden amin diyorum can hocam.. İnşaallah rabbim siz sevdiklerimle orada bulunmayı nasip eder.

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 08, 2009, 03:08:47 ÖS
Alıntı yapılan: Resulehasret - Mayıs 08, 2009, 03:02:38 ÖS
 İnşaallah rabbim siz sevdiklerimle orada bulunmayı nasip eder.

amin inşaallah hasanım... Rabbim duanı müstecap kılsın.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 15, 2009, 01:30:16 ÖÖ
selamun aleykum,
değerli kardeşlerim...
bugün sizin huzurunuza biraz utanarak ve sıkılarak çıkmak durumunda kaldım. ne olur bağışlayın. hakkınızı helal edin. annem yanımda ve hastanelerde geçiyor günlerim. o yüzden bu haftaki cuma sohbetimi ne yazık ki, kaleme alma fırsatı bulamadım. bi iznillah önümüzdeki -Rabbim nasip buyurursa- cumaya yetiştirmeye çalışacağım inşaallah.

Allaha emanet olun, ve dua buyrun lütfen.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

Resulehasret

Ziyaretçi
Mayıs 15, 2009, 01:38:31 ÖÖ
  Estağfirullah hocam. Rabbim annenize acil şifalar versin inşaallah, duacınızım. Asıl siz hakkınızı helal edin hocam, bunca telaşeniz arasında sizi bu mesajı yazma yükümlülüğüne sürüklüyorsak. Varsa hakkımız helal'dir inşaallah. Hayırlı cumalar, Allaha emanet olun.

liprade

ADMiN
8,616
Mayıs 15, 2009, 01:39:25 ÖÖ
Aleykum selam...

Estağfirullah değerli hocam, o nasıl söz öyle... Rabbim annenize tez vakitte şifa versin inşallah...

Amin...

İnşallah haftaya sohbetinizden istifade etme şerefine nail oluruz...

Rahmana emanet olun...


"Cehalet hýyar olmuþ gidiyor son sürat/  Enkaz-ý beþer koþuyor elde tuzluk alýk surat"

Bevadih

Ziyaretçi
Mayıs 15, 2009, 07:39:39 ÖÖ
Ah mim abim ah...

Hazır yazılmış olan bilgileri okumada biz mazeretsiz gecikmeli okurken ,mütevazi, gönül adamı abime bakın..!

Bir kez daha mazereti ile bize verdiği vefa örneğine bakın!..

Ne diyem abim..Allah sizi bizim başımızdan, değerli annemizi sizin başınızdan eksik etmesin...

Rabb'im şifa versin,acı çektirmesin annemize...

Selam ve dua ile...

MiM

ADMiN
11,903
Mayıs 15, 2009, 07:59:09 ÖÖ
yürekleriniz varolsun. gösterdiğiniz anlayış için de çok teşekkür ederim. sevgili hasan, liprade ve bevadih ablam... vefa abidesi güzel insanlar, öyle iyisinizki... sizleri gerçekten çok seviyorum.

Bana öyle bir resim çiz ki... Gözlerim açýkken deðil, kapatýnca göreyim!

SMF 2.1.4 © 2023, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.128 saniyede 28 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017