Bakara / 267. Ayet
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّٓا اَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْاَرْضِۖ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَب۪يثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِاٰخِذ۪يهِ اِلَّٓا اَنْ تُغْمِضُوا ف۪يهِۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ

Ey iman edenler! Çalýþýp ürettiðiniz mallarýn ve sizin için yerden çýkardýðýmýz ürünlerin iyi, temiz ve helâl olanýndan Allah yolunda harcayýn. Size verildiðinde gözünüzü yummadan alamayacaðýnýz kötü þeyleri, iyilik yapacaðým diye baþkasýna vermeye kalkýþmayýn. Þunu bilin ki, Allah'ýn hiçbir þeye ihtiyacý yoktur; O her türlü övgüye lâyýktýr.

Yarım Hurmanın Anlattığı...!!!

Başlatan ...Tefekkür..., Aralık 08, 2009, 10:47:58 ÖÖ

...Tefekkür...

YöNetiCi
4,133
Aralık 08, 2009, 10:47:58 ÖÖ

BEREKETLİ BİR hayat deyince aklıma gelen ilk isim, Resûlullah aleyhissal''tu vesselamdır
Bir hayat ki, her ''nında bir ders, her sözünde bir hikmet vardır Konuşması kadar, susması da bir ders ve hikmet yüklüdür üstelik
Hayatı hakkında bin küsur yıldan beri binlerce kitap yazılmış olsa bile, her sene daha nice yeni kitap yazılmaktadır ona dair
Sözleri binlerce cilt hadis kitabıyla kayıt altına alındığı gibi, bu hadislerle verdiği derslere dair de binlerce cilt kitap yazılmıştır ve h''l'' yazılmaktadır
Öyle ki, onun tek bir sözünden mülhem, omurgasını onun tek bir hadisinin teşkil ettiği kitaplar vardır
Böyle bereketli bir hayattır kudsî nebî aleyhissal''tu vesselamın hayatı
Bin küsur yıldır milyarlarca mü’min onun hayatını kabiliyeti nisbetince yaşamaya talip olagelmiş; bin küsur yıldır milyonlarca ''rif ve ''lim onun hayatından yeni yeni dersler çıkaragelmiş; ve bin küsur yıldır bu kadar insanı manen doyuran o bereketli pınarın suyundan zerre eksilmemiştir
Onun hayatından h''sıl olan bu berekete bakınca şeytanın ve hizbinin bin küsur yıldır onunla ve onun getirdiği nurla uğraşmayı en birinci iş edinmesi gözüme daha bir anlaşılır görünür
Þu yeryüzünde milyarlarca insanın yüzünü yerden alıp semaya yönelten o usve-i hasene aleyhissal''tu vesselam ile uğraşmayıp da kiminle uğraşacaktır ki şeytan ve hizbi?
Ona haset etmeyip de kime haset edecektir?
Yakın bir zaman önce, onun hayatındaki berekete, onun her bir sözündeki hikmete dair taze bir nükte dünyama doldurunca, hem onun hayatındaki o bitimsiz bereketi bir kere daha müşahede ettim, hem şeytan ve hizbinin ona yönelik düşmanlığının ardındaki hasedi bir kez daha hissettim
Hepimizin bir şekilde muhakkak haberdar olduğu bir hadisti dünyama dolan Daha önce defalarca duyduğum, defalarca okuduğum, dilimin defalarca telaffuz ettiği bir hadis Hadisin sadece tek bir kelimesinin içerdiği, daha önce farketmediğim bir ders, beni günlerce düşündürdü ve aklıma başkaca hadislerin açıkça desteklediği bir büyük nebevî hikmeti fısıldadı
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” hadisiydi sözkonusu olan
İnfakın önemine, kendinden geçmenin önemine, Allah’ın ona verdiğini Allah’ın ihtiyaç üzere olan başkaca kullarıyla paylaşmanın önemine dair açık bir ders yüklüydü bu hadis Aza-çoğa, büyüğe-küçüğe bakmadan, Allah için başkalarına vermenin önemini bize haber veriyordu
İyi de, hadis niye ‘yarım hurma’dan söz ediyordu Bu dersi vermesi için ‘bir hurma bile olsa’ da diyemez miydi kudsî nebî? Niye “Bir hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” dememişti de, “Yarım hurmayla bile olsa, kendinizi ateşten koruyun” demişti?
Bu sorunun izini sürdüğümde gördüğüm, bir hikmet ve denge dersiydi Bölünmemiş tek bir hurmanın zihinde uyandıracağı bir “ya hep ya hiç” çağrışımına bedel, ‘yarım hurma’ bir paylaşmanın haberini veriyordu bize Elindeki tek hurmayı bir başkasına vermek elbette büyük bir hasletti ama, Resûlullah aleyhissal''tu vesselam ‘yarım hurma’dan söz ederek hem nefsimize karşı da sorumlu olduğumuz ders veriyor, hem de tıpkı “Amellerin en hayırlısı az ama devamlı olanıdır” hadisinde olduğu üzere ‘kanun-u fıtrat’a muvafık bir infak yolunu bize gösteriyordu
Elinde kalan tek hurmayı bir başkasına vermek, elindeki son imk''nı bir başka mü’min için kullanmak; bunlar güzel hasletlerdi, ama bu şekilde bir infak çabasının devamlı ve kalıcı olması kuşkuluydu Çünkü, işin içinde insanın kendi nefsinin veya vücudunun fıtrî ihtiyacını gözardı etmesi gibi bir ‘zorakilik,’ bir ‘kanun-u fıtrata muhalefet’ halini de içeriyordu
Kendisi aç halde bugün elindeki son hurmayı bir başkasına veren, yarın da aynısını yapan kişinin hep böyle gideceğinin garantisi yoktu Bilakis kendi vücudunun ihtiyacını bu kadar görmezden gelmenin ve nefse bu kadar yüklenmenin akıbeti, örneklerine hayat içinde çokça tecrübe edildiği üzere, bir müddet bu duruma tahammül ettikten sonra bir kopma anını müteakip sırf kendi-merkezli bir hayata savrulmaktı İnsanın kendisi de etten ve kemikten ibaret olduğuna ve onun da yemeye-içmeye ihtiyacı olduğuna göre, sırf başkası-merkezli müfrit bir hayat tasavvurunun gelip dayanacağı nokta sırf kendi-merkezli bir tefrite yuvarlanmaktı
Oysa kudsî nebî, böyle bir anlayışın kendisini mazur göreceği bir ifade olarak ‘bir hurma’ yerine ‘yarım hurma’dan söz etmekle, insana bu iki uç nokta arasında bir dengenin dersini veriyordu Ortada infak edilecek bir ‘yarım hurma’ varsa, bu, hurmanın diğer yarısını ayırıp kendimizin yediğinin işareti değil miydi? Resûlullah aleyhissal''tu vesselam, kendisini merkeze almayan ama kendi nefsinin ve vücudunun ihtiyacını görmezden de gelmeyen bir orta noktaya çağırıyordu bizi
Bir bakıma, İsr'' sûresinde verilen bir dersin; elini omuzuna asıp Allah’ın ona verdiğinden başkalarını mahrum etmekten de, elinde avucunda ne varsa hepsini dağıtmaktan da uzak bir denge noktasında infak etme dersinin bir yansımasıydı bu hadisin ‘yarım hurma’sı Ne kendini unut, ne de kendinde kal Yarım hurmayla kendi nefsini sustur, diğer yarım ile de başka nefislerin ihtiyacına yetiş
Bir ‘yarım hurma’yla kudsî nebînin vermiş olduğu bu denge dersini kavrayabilsek, nice hayatlarda tezahürü görülen ifrat-tefrit arası salınımlar bir orta noktada karar kılacak
Bir ‘yarım hurma’yla kudsî nebînin vermiş olduğu bu hikmet dersini kavrayabilsek, bir uçtan öbür uca savrulması mukadder “Ya hep ya hiç” zorakiliğinin yerini, “Hem o hem bu” fıtrîliği alacak İşin sırrı ‘bir hurma’da değil Düğüm ‘yarım hurma’da çözülüyor

Metin KARABAÞOÐLU
Rabbim,her vesiLede SENÝN keremin saklýdýr,
SebepLer sayýsýnca hamd SANA....

“Benimdir” diye bildiklerim Senindir
Beni bende olanlara bende etme
“Ben” diye bildiðim de Senin emrindir
Beni bende býrakýp Senden etme
Rabbim, yüzümü Sana döndüm
Gönlümü de Sana çevir
Rabbim, bir Seni bir bildim
Sevdalarýmý Sende bitir...

Edeb

Ziyaretçi
Haziran 27, 2010, 03:47:39 ÖS
teşekkürler sevgili Tefekkür..

anlayan için ne güzel müjdeler veriyor..
Mart 04, 2013, 02:54:59 ÖÖ

H,z Allah c.c. Razı olsun kardeşim

SMF 2.1.4 © 2023, Simple Machines, TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022
Sayfa 0.128 saniyede 27 sorgu ile oluşturuldu.
Lithium theme by Bloc © 2017